Kitap Tanıtımı: “Proletaryanın Devrimci Diktatörlüğü” – Nahuel Moreno

Bu çalışmanın amacı, Marksist gençliğe üniversitelerde şekillenen yaşlı ve genç önderlerinin yanında onların önyargılarına yaltaklanmanın ve taviz vermenin, Marksist geleneğe zarar verdiğini göstermektir.” – Nahuel Moreno, PDD.

Proletarya diktatörlüğü: Türkiye solu, birincisi, bu öğretiyi, yani “proletaryanın diktatörlüğü” stratejisini bilinçli olarak unuttu ve ikincisi, yaygın burjuva demokratik önyargılar karşısında “prestijini” kaybetmemek uğruna aydın radikalizmine kaydı.

Sınıf mücadelesine dair kuralcı tanımlamaların gerçeği yansıtmadığı ve hayatın karşımıza bambaşka örnekler çıkardığı mevcut gerçeklik içerisinde, “atölyelerden”, “konferanslardan”, “üniversitelerde şekillenen yaşlı ve genç önderler”in Marksizm yorumlarından çıkarılan kimi sonuçların ve politikaların, demokratik önyargılar ile dolup taştığını anlamak ve içerik olarak değil, sadece biçim olarak devrimci bir kılıfa sahip olduğunu görmek adına, PDD  verimli bir kaynak.

“Gerçekler devrimcidir.” diye yazan Gramsci ile “Gerçekler kadar radikal ol.” diyen Troçki’nin bu tutumlarının getirdiği diyalektik yaklaşımı kitap boyunca sürdüren Moreno, gelecek kuşaklar adına, burjuva demokratik önyargılardan arındırılmış bir Marksizm bırakıyor bizlere. Entelektüel kelimesinin “düşünen” insanlar ile üreten sınıf ayrımını belirtmek adına kullanılan sayısız araçtan biri olduğunu düşündüğümüzde de, bu kelimeyi Marksist olmakla karıştıran kimselerin tutumlarına karşı cevap niteliğinde bir eser olduğunu düşünüyoruz.

Nahuel Moreno, Arjantinli bir devrimci. 1924’te doğdu. Asıl adı Hugo Brassano. 1944’te altı kişiyle Grupo Obrero Marxista’yı (Marksist İşçi Grubu) kurdu. 1987’de öldüğünde onlarca ülkede örgütlü Uluslararası İşçi Birliği-Dördüncü Enternasyonal’in başlıca önderlerindendi. Devrimcilik yaşamı boyunca Brezilya’dan İran’a kadar birçok ülkenin zindanlarını tanıdı. 1979’da Simon Bolivar Uluslararası Tugayını örgütleyerek zorba diktatör Somoza’ya karşı savaşması için Nikaragua’ya gönderen de Moreno’ydu.

Onlarca kitaba imza attı. PDD bunlardan biri. PDD, Dördüncü Enternasyonal’de yaşanan temel ayrışma dokümanlarından olması kadar, tüm dünyada proletarya diktatörlüğü kavrayışının terk edilmeye başlandığı bir dönemde yazıldığı için de son derece önemli bir metin.

Moreno, İnterpol tarafından aranırken, sürgünde PDD’ye son rötuşlarını verdi. ‘Avrupa Troçkizmi’nin demokratik yansımalarına karşılık, dünya devriminin sınıf savaşı rehberini hazırlama bilinciyle hareket etti. İşte bu nedenle, 1979 yılında Ernest Mandel ile bir polemik metni olarak yayımlanan PDD, bugün hâlâ geçerliliğini koruyan tezlerden oluşuyor ve ‘Avrupa Troçkizmi’nin ‘aydın’ yanılsamalarının dışında, bir başka Dördüncü Enternasyonal’e ulaşmak isteyenlerin PDD’yi okuması için yeterli nedeni oluşturuyor.

İyi okumalar dileriz.

CEVAP VER