Bryan Cranston’ın Dalton Trumbo’yu canlandırdığı enfes bir film yolda! Sosyalist senaryo yazarı Trumbo’nun hikayesini, Breaking Bad’in yıldızı Bryan Cranston’ın canlandırmasıyla 6 Kasım’da izleyebileceğiz.
Filmde tarihsel bir figür ve aslında bir simge olarak işlenen Trumbo, bir senarist olarak 1943’te Komünist Parti’ye üye oldu. Hollywood’da senaryo yazarlığı yaparken, söylemlerinin radikal karakteri, hükümet tarafından “komünist” olmakla suçlanmasına yol açtı ve oturduğu evden sahip olduğu işe kadar, ABD hükümeti Trumbo’nun bütün hayatına saldırmaya başladı. Trumbo’yu bizler, senaristliğini yaptığı meşhur “Spartacus” filminden tanıyoruz.
Filmin konusu oldukça önemli bir tarihsel kesite ışık tutuyor. Trumbo, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulmuş olan “Amerika’ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi” tarafından ifadeye çağrıldı ancak gitmeyi reddetti. Film, Trumbo çağrıya gitmeyince başına gelenleri anlatarak ilerlese de, aslında “Batı demokrasileri” olarak allanıp pullanan makyajlı aristokrasilerin farklı siyasal inançlara duyduğu öfke ve kinin şiddetle ne denli iç içe geçtiğini de görebilmemizi sağlıyor. ABD hükümetlerinin, “aile, Tanrı, vatan” üçgeninin dışarısında konumlanan herhangi bir politik tutuma dönük gerçekleştirdiği sistematik baskılar ve kanunsuz müdahaleler, ajitatif bir nitelik kazanmaksızın ustalıkla işleniyor. Öte yandan, üretimin kapitalist karakterinin dışında farklı bir dünyanın mümkün olabileceğini düşünen bir avuç insanın, tarihin görmüş olduğu en örgütlü devlet aygıtını nasıl paniğe şevk ettiğini de gözlemleyebiliriz.
Amerika’ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi
Trumbo’nun hayatını bir cehenneme çevirme arzusunda olan Komite, devrimcileri avlamakla ünlenmişti. Bu yorum aşırıya kaçan bir iddia gibi gözükse de aslında değil zira Komite başkanı Hamilton Fish’in kendisi “komitenin sadece komünistlerin peşinde olduğunu” belirtmişti. Daha sonra Samuel Dickstein, Amerika için Nazizmin de bir tehlike olduğunu söyleyerek, bu konuda da bir araştırma komitesi kurulmasını talep etti ancak bu talep, siyasi kuzenlerini avlamak istemeyen yetkililer tarafından dikkate alınmadı.
Komünistleri tutuklamakla sorumlu olan bu komite, Trumbo’nun yakın arkadaşı ünlü Alman tiyatro oyunu yazarı Bertolt Brecht’i dahi sorguya çekmişti.
İşte sorgunun tutanağından alıntıladığımız kısa bir bölüm:
“STRIPLING: Mr. Brecht’in uluslararası komünizmin önemli bir kişisi olduğu anlaşılıyor. Mr. Brecht, son birkaç ay içerisinde Almanya’nın Sovyet bölgesindeki dergilerde yazılarınız çıktı mı?
BRECHT: Hatırlamıyorum. Görmedim o dergileri. Şu sıralarda pek az yazı yazıyorum zaten.
STRIPLING: Elimde bir belge var, Sayın Başkan. Bir dergi.
BRECHT: Görebilir miyim?
STRIPLING: Buyrun. Bunun ne olduğunu söyler misiniz?
BRECHT: Bir yazı değil bu. 1937 ya da 38’de Danimarka’da iken yazdığım oyundan alınmış bir bölüm.
(…)
STRIPLING: Yazdıklarınız Marx’la Lenin’in etkilerini taşıyor mu?
BRECHT: Tarihsel oyunlar yazan bir sanatçı olarak, Marx’ı incelemem, onun tarih görüşünü öğrenmem elbette gerekiyordu. Marx, günümüz tarih anlayışını büyük ölçüde etkilemiştir.”
Geçen sene kaybettiğimiz ünlü folk şarkıcısı Pete Seeger’ın sorgu tutanakları biraz daha eğlenceli:
“TAVENNER: Elimde bir fotoğraf var. Geçen yıl çekilmiş. 1 Mayıs’ta New York’taki geçit törenini gösteriyor. Ön sıradaki üniformalı siz misiniz?
SEEGER: Pontius Pilate de İsa’ya, “Sen Yahudilerin kralı mısın?” diye sormuştu. Ona benziyor bu.
BAŞKAN: Sus!
SEEGER: Kim olduğunu başkasından öğrenin.
BAŞKAN: Cevap verin.
SEEGER: Bu üniformalının kim olduğunu mu öğrenmek istiyorsunuz.
BAŞKAN: Evet.
SEEGER: İyi ya, başkasından öğrenin.
TAVENNER: Bir sivilin askeri üniforma giymesi suçtur. Geçen yıl 1 Mayıs törenine katıldınız mı?
SEEGER: Cevabım aynı.
SCHERER: Beşinci maddeye sığınmıyorsunuz, değil mi?
SEEGER: Hayır.
SCHERER: Verdiğiniz cevapları kabul etmiyoruz.
SEEGER: Orası sizin bileceğiniz iş.
SCHERER: Komitemizi aşağıladığınızın farkında mısınız?
SEEGER: Orası da benim bileceğim iş.
TAVENNER: Şu anda Komünist Parti’ye üye misiniz?
SEEGER: Cevap aynı.
BAŞKAN: Cevap verin.
SEEGER: Verdim ya.
BAŞKAN: Tanık gidebilir.”
Komite’nin siyasi inançları zorbalıkla sorgulayan insanlık dışı eylemleri tepkilere yol açtı.
12 Haziran 1953’te New York Times’da Albert Einstein’ın konu ile ilgili bir mektubu yayınlandı. Einstein mektupta, Komite’yi boykot etme çağırısında bulunuyordu ve Trumbo da o çağrıya uymuştu.
Einstein mektupta şöyle diyordu: “Tanıklık etmek için çağırılanlar, Komite’nin önüne çıkmamalı, gerekirse cezaevine girmeyi, parasız kalmayı, ülkenin çıkarları uğruna kendi çıkarlarından olmayı göze almalıdır. Bunu yaparken Anayasaya sığınmamalı, onurlu bir yurttaşın böyle bir soruşturmaya katılamayacağını haykırmalıdır.”
Trumbo özelinde film boyunca anlatılan hikaye, ABD’de savaşın ertesinde sosyalistlere dönük uygulanan baskıları, mülk sahiplerinin demokrasilerinin makyajlanmamış taraflarını ve birçok aydın ile sanatçıyı kapsayan tarihi bir dönemi merak edenler için izlenmeye değer.