Kobayashi: İşçi sınıfının kalemi

Türkiyeli okurlar Kobayashi’nin eserlerine Türkçe ulaşmakta sıkıntı çekebilir. Zira biz onu Yordam Kitap’tan çıkan “Yengeç Gemisi”nin yazarı olarak tanıdık. Ancak Kobayashi’nin hem kendi hikayesi hem de anlattığı hikayeler, dünya literatüründe nitelikli bir yer tutuyor. Japonya işçi sınıfının bir bağlamda Nazım Hikmet’i olan Kobayashi , 1933’te tutuklanıp, işkence görüp, barbarca katledilene değin zamanının ruhunu son derece ustaca ve kıvrak bir anlatımla günümüze dek taşıyor.

Okuma fırsatı bulanlar fark edeceklerdir ki, Kobayashi’nin kalemi asla yüzeysel bir sol ajitasyonun çiğliğini ve iticiliğini taşımıyor. Aksine sınıf mücadelesinin derin ilişkilerinin ve sosyal buhranın pürüzsüz bir edebi tasavvuru ile karşı karşıyayız. Bu büyük yazarın hikayesi, Das Kapital’in 1907’de çevrilmesinin ardından kısa sürede 300 000 (üç yüz bin) sattığı Japonya’da geçiyor. 1900’ler başındaki sol hareket ve sınıf mücadelesi, yazarın tarafını seçmesinde yardımcı oluyor.

Kobayashi’nin hikayeleri, insan aklına zincir vuran “sosyalist” gerçekçiliğin veya parti “propagandasının” ucuz çalışmaları değil. Bu hikayeler proleter edebiyatın en kaliteli unsurlarını barındırıyor – sürükleyici anlatılar, keskin görüntüler, unutulmaz karakterler. Eserleri Japonya’nın yoğun sınıf mücadeleleri tarafından belirlenen muhteşem bir döneminde işçilerin, köylülerin, kadınların ve parti kadrolarının sıradan hayatlarına ışık tutuyor.

CEVAP VER