Yazar: Barış Muştu

İstanbul’un kentleşmeden nasibini almamış ormanlık alanlarının büyük kısmı Beykoz’da bulunuyor. Sarıyer’le birlikte Kuzey Ormanları’nın devamı niteliğinde olup birçok canlıya ev olan Beykoz’un yeşili elbette planlı ve bilinçli bir şekilde korunuyor değil. Bölgedeki ormanlık alan ve dolayısıyla buradan elde edilecek rant öylesine büyük ki, sermaye sahipleri bölgeyi bir türlü paylaşamıyor. Bunun yanında Beykoz halkının ormanları muhafaza etmek için giriştiği mücadele de önlerinde önemli bir engel teşkil ediyor. Beykoz’da yaşamayı uçsuz bucaksız ormanları için tercih eden Beykozlular yıllardır imar sorunuyla boğuşurken, her an evleri başlarına yıkılıp Beykoz’dan kovulma tehlikesiyle burun burunayken yanıbaşlarındaki ormanlara koca koca binalar, villalar, siteler yapılmasına oldukça tepkili.

İnşaatı kaşla göz arasında binbir türlü usulsüzlükle dikilen Nun Okulları’nı bütün Beykozlular bilir. Okulun sahibi Berat Albayrak okulun imar planlarında görünmeyen yüzlerce metrekarelik yapılaşmayı ne için kullanıyor bilemiyoruz. Zaten bu yazımızın konusu Nun Okulları değil, hemen karşısında bulunan 2 milyon 460 bin metrekare yüzölçümüne sahip Kirazlı Ormanları ve geçmişten günümüze Beykozluların ortak değeri Tarihi Beykoz Çayırı olacak. Ekonomik kriz bu denli derinleşmişken, Türkiye iyiden iyiye bir seçim atmosferine girerken bunu mu konuşacağız diye sorabilirsiniz. Ancak konunun doğrudan Türkiye gündemiyle bağlantılı olduğunu ve kriz anlarında daha da önem kazandığını düşünüyoruz. Çünkü burjuvazi, kapitalizmin fıtratı gereği yaratacağı krizleri önlemek adına daha büyük ve daha yıkıcı krizlerin önünü açar. Mevcut ekonomik kriz, daha büyük bir ekolojik krizin temellerini atıyor olabilir. Biz Beykoz, Kanal İstanbul gibi bir mega yıkım projesinin konusu olmadan Beykoz’da olan bitene açıklık getirmekte fayda olduğu kanaatindeyiz.

Ormanlar özelleştirilemez; ormanlar kamulaştırılmalıdır

Geçtiğimiz yıllarda “553 villa projesiyle” gündeme gelen Kirazlı Ormanları’nda 2018’de alınan imar kararı Beykoz halkının yoğun tepkisi sonucu askıya alınmıştı ancak iptali söz konusu değildi. 2020 yılında ise 553 villanın yapılması planlanan bölgenin yanında cami, iş merkezi, AVM gibi yapılar için ayrılmış olan 111 bin metrekarelik ormanlık alan imara açıldı. Bu imar kararı kampüsü Beykoz’da bulunan Türk-Alman Üniversitesi öğrencilerini harekete geçirdi. 2020 Aralık ayında Beykoz Çevre Dayanışması Beykoz halkının desteği ve katılımıyla kurulmuş oldu. İşçi Demokrasisi Partisi’nin de bileşeni olduğu Dayanışma, meselenin derinine indikçe sürprizlerle karşılaştı. Zira Kirazlı Ormanları’nı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kendince kamu yararı gözeterek imara açması ve İstanbul’un ciğerlerini rant uğruna birilerine peşkeş çekmesi kimseyi şaşırtmasa da özel orman statüsündeki bu arazi İBB iştirakı olan Kiptaş ve CHP’li eski İBB il meclis üyesi Mehmet Berke Merter’e ait. Yani ortada bir danışıklı dövüş söz konusu.

Askıya alınan imar kararı 2021’in Mart ayında birkaç ufak değişiklikle tekrar yürürlüğe girdi. Kiptaş ve Merter ailesi hızlıca inşaat ruhsatlarını aldı. Arazinin Kiptaş’a ait bölümünde şimdilik bir inşaat girişimi yok ancak İBB konuya dair bir açıklamada bulunmadı ve arazide yapılaşmanın önüne geçmek adına görünür bir adım atmamakta kararlı görünüyor. Öte yandan Mehmet Berke Merter ve ailesine ait olan kısımda inşaat çoktan başlamış durumda. Üstelik özel ormanlar için kanunca düzenlenen yüzde 6’lık imar sınırı da yok sayılıyor. Buna karşılık Beykozlular ilk günden beri bu yıkıma seyirci kalmıyor, her alanda mücadelesini sürdürüyor. Beykoz Çevre ve Kent Dayanışmaları inşaatın durdurulması ve ormanlık arazinin kamulaştırılmasına yönelik topladığı binlerce dilekçeyi 2021 Kasım ayında ilgili bakanlıklara basın açıklaması eşliğinde teslim etti. Ancak beklendiği üzere olumlu bir geri dönüş alınamadı.

Beykoz Çevre ve Kent Dayanışmaları olarak Beykozluların gösterdiği iradeye sahip çıkıyoruz. Taleplerimiz yerine getirilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Tekrarlıyoruz: Ormanlar özel olamaz, kamulaştırılsın. Kuzey Ormanları koruma altına alınsın.

Tarihi Beykoz Çayırı çayır kalacak

Beykoz Çevre Dayanışması 2021 yılı boyunca Kirazlı Ormanları’nı ve bölgedeki doğal yaşamı muhafaza etmeye yönelik faaliyetlerini sürdürürken AKP’li belediye başkanı Murat Aydın, tarihi Beykoz Çayırı’nı Millet Bahçesi yapacağını açıkladı. Beykozluların 80 yılı aşkın süredir gözü gibi baktığı çayırın, kendini bilmez bir belediye başkanı halk için icraat yapıyormuş görüntüsü versin diye imara açılması söz konusu oldu. Beykoz tarihinde Beykozlu olmayan ilk belediye başkanı Murat Aydın, daha önce yaklaşık 20 sene kadar Zeytinburnu belediye başkanlığı yapmıştı. İlçede gerçekleştirdiği doğa katliamı, diktiği gökdelenler Saray rejiminin beğenisini toplamış olacak ki, katliam sırası Beykoz’a geldiğinde bu iş için Murat Aydın’dan başkası düşünülmemiş. Burjuvazinin Beykoz’un geleceğine dair neler planladığını buradan anlamak mümkün.

Yıllar önce Beykoz Çayırı’nda çocukluğunu geçiren Beykoz’un yaşlılarından Z kuşağına kadar; 7’den 70’e tüm Beykoz halkı, Beykoz Çayırı’nın mevcut halinden memnuniyetlerini ve olası bir imar projesinin karşısında olduklarını Beykoz Çevre Dayanışması’nın haftalardır çayırda tuttuğu nöbetlerde dile getiriyorlar. Beykoz Çevre ve Kent Dayanışmaları olarak bizler Beykozluların bu yılmaz iradesinden gücümüzü alarak diyoruz ki, “Beykoz Çayırı’nı millet bahçesi yapmanıza izin vermeyeceğiz. Tarihi Beykoz Çayırı, çayır kalacak.”