“Sınavlarda Neler Yapmalı ve Dünyayı Nasıl Değiştirmeli?”

New York Üniversitesi’nde di­yalektik yöntem ve sosyalist teori üzerine dersler veren siya­set bilimi profesörü Bertell Ollman’ın Amerika’da 2001’de yayımlanan kita­bı (How to Take an Exam and Remake the World) Yordam Ki­tap tarafından Deniz Gedizlioğlu’nun çevirisi ile bu yılın Eylül ayın­da Türkçeye kazanıldı.

Sıra dışı ismiyle raflarda hemen dikkat çeken ki­tap gerçekten de isminde vaat ettiklerini gerçekleş­tiriyor. Tabi ki akıllara ilk gelen soru şu: Sınavlarda başarılı olmak ile devrim teorileri arasında nasıl bir bağ kurulmuş olabilir? Aslında Ollman kitabın­da bu ikisi arasında sıkı bir bağ kurmak niyetin­de değil. Kitabın başında bunu zaten itiraf ediyor: “(…) Eğer siz kapitalizm hakkında söyleyecekleri­me kulak verirseniz, ben de sınavlarda mümkün olan en iyi cevapları ver­mek için bilmeniz gere­ken “püf noktaları” anla­tırım. (…) Sınav tüyoları siyasi gerçeklere ışık tut­maya çalışan sayfaların başında, ortasında ya da sonunda olabilir. (…)”

Kitap gerçekten de çok ilginç anekdotlar, ista­tistikler, röportajlar vs. içeriyor, bunun yanı sıra Ollman 80 yıllık hayat birikiminden ilginç kişi­sel anılarını da bize ak­tarıyor. Söz gelimi, yakın zaman önce Türkçeye kazandırılan, Ollman’ın tasarlamış olduğu Sınıf Mücadelesi adlı oyunun pazarlanması sırasında nasıl da değişim geçirip bütün zamanını bu pa­zarlama işine ayırmaya başladığından tutun, öğrencilerine yaptığı ilk derste tuzak kurmak için anlattığı aslında pek de mantıklı olmayan bir siyaset teorisine sırf bir profesör anlattığı için öğrencilerin nasıl da öv­güler yağdırdığına kadar pek çok şey bulabilirsiniz.

Kitap kapitalizm hak­kında şüpheleri olan­lar ve Marksizme yeni giriş yapan­lar için okunması gerçekten yararlı ve aynı zamanda eğlenceli bir ki­tap. Kapitalizmin temel çelişkileri, diyalektik mater­yalizmin temel analizleri çeşit çeşit örnek ile zen­ginleştirilerek sunulmuş okuyucuya. Fakat kitabın sonlarına doğru Ekim devrimi, Çin devrimi ve diğer pek çok devrim deneyimi hakkında de­rin analizler yapmaktan çekinen Ollman bunları iyi niyetli insanların ba­şarısız deneyimleri olarak görüyor ve bir anlamda tarihsel ve politik içe­riklerini boşaltıyor. Tabi ki bürokratikleşen ya da doğuştan bürokratik olan işçi devletlerine eleştirel bir yaklaşım Marksizm hakkında ilk kitapları­nı okuyan biri için ye­terli olabilir. Belki de Ollman’ın amacı buydu.

Bu değerli kita­bı dünyaya kazandı­ran Bertell Ollman ve Türkçeye kazandıran Yordam kitabın emeklerini de unutmamak gerekir…

CEVAP VER