İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi, Avrupa’nın en büyük toplu polis kuvveti olma özelliğine sahiptir. Toplumsal olaylara orantısız ve sert tepki göstermesiyle bilinen çevik kuvvet birimi, geçtiğimiz yıllarda İstanbul’daki üniversitelerde görevlendirilmek üzere ‘’Üniversite Birliği’’ adında alt bir grup kurdu. Kurulan bu grubun amblemi olarak, İstanbul’daki en büyük üniversitelerden biri olan İstanbul Üniversitesi’nin tarihi ana kapısı seçildi.
Üniversiteleri baskılamak ve öğrencileri fişlemek üzerine kurulmuş olan bu birim, internetteki bazı forumlarda meslektaşları tarafından ‘’sabahtan akşama kadar İstanbul Üniversitesi’nin kapısında yatan, en rahat çevik kuvvet birimi’’ olarak tasvir ediliyor.
İstanbul Üniversitesi Antropoloji bölümünden bir öğrenci, üniversite birliğinin ve okuldaki sivil polislerin sürekli öğrenci avına çıktıklarını ve sol görüşlü tüm öğrencilerin fişlendiklerini söylüyor. Yine İstanbul Üniversitesi’nden başka bir öğrenci ise bu birimin; tek başına olmadığını, sivil polisler, terörle mücadele ve güvenlik şube ile birlikte hareket ettiğini iddia ediyor.
Geçtiğimiz günlerde üniversitelerde polis baskıları , gözaltılar, en temel hak olan ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanması gibi olaylar sıkça yaşanmaya başlandı. Yemekhane eylemlerine, basın açıklamalarına, forumlara ve asılan her afişe Özel Güvenlik Birimleri’nin (ÖGB) daveti ile saldıran üniversite birliği, öğrencileri sorgusuz sualsiz gözaltına almakta, en ufak bir olayda TOMA’yı üniversitenin kapısına dikmektedir.
Tüm bunların yapılma amacının üniversitede çıkan her muhalif sesi bastırmak ve düşünemeyen, kendini ifade edemeyen, her durumda sessiz kalan, tek tip insan modeli yetiştirmek olduğu bariz. Polisin üniversite içindeki varlığı işte buna hizmet ediyor.