Hayastan’ın* Gezi’si

Ermenistan’da Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ın, 17 Haziran günü, elektrik kullanım ücretlerine Ağustos ayı itibariyle %22’ye varan oranlarda zam yapılacağını açıklamasının ardından, gençliğin öncülük ettiği kitleler Yerevan’da Azatutyan (Özgürlük) Meydanı’nı işgal ederek cevap vermişti. 22 Haziran’da ise sabaha karşı polislerin şiddetli saldırısına maruz kalan kitleler, politik alternatifsizlik, ülkede önüne geçilemeyen yolsuzluklar ve eşitsizlik ekseninde mücadeleyi yükseltme kararı almış, Başkanlık Sarayı’nın da bulunduğu Bağramyan Caddesi’ni trafiğe kapatmıştı.

Geçtiğimiz hafta sonu Sarkisyan, zammı bir süre devletin telafi edeceğini ve bu süre zarfında elektrik fiyatlarını denetlemek için bağımsız bir kuruluş kurulacağını açıklamış, kitlelerse Sarkisyan’ın önerisini devlet ödese bile paranın halktan çıkacağı gerekçesiyle kabul etmemişti.

Eylemler hala Bağramyan Caddesi ve Azatutyan Meydanı olarak iki ayrı noktada devam etmekte ve kitleler şu üç talebin arkasındalar:

1) Elektrik zammının acilen geri alınması.
2) Elektrik ücretlerinin daha da düşürülmesi.
3) 22 Haziran saldırısındaki kolluk kuvvetlerinin ve üstlerinin cezalandırılması.

Eylemlerin arka planı

Yarı-başkanlık ile yönetilen Ermenistan’da, elektrik zammı, elektrik dağıtım işletme hakkını elinde bulunduran Rus şirket Inter Rao tarafından devletten talep edildi. Şirket aynı zamanda, Ermenistan’da pek çok yolsuzluğa bulaşmış bir şirket. Kitleler de, yolsuzluk ile doğan zararın zamlar ile kapatılacağını, bu yüzden zam geldiğini düşünüyor.

Elbette, Ermenistan’ın Türkiye’den iki yıl sonra yaşanan Gezi’sini yalnızca elektrik zammına karşı gelişen hareket doğurmadı. Örneğin, hareketin öncülüğünün gençlik tarafından oluşturulması tesadüf değil zira genel işsizliğin %17 olduğu ülkede, gençlik arasında işsizlik %40’ın üzerinde seyretmekte. Aynı zamanda gençlik, bir süredir, sorun odaklı ve yatay örgütlenmiş tekil eylemliklerin öncülüğünü üstlenmekte. 2012 Mashot Parkı ve 2013’teki toplu taşıma zamlarına karşı yapılan eylemler bunun örnekleri.

Ülkede aynı zamanda halkın %30’u yoksulluk sınırı altında yaşarken, ekonomi Rusya sermayesinin kıskacında. Rusya sürekli olarak Ermenistan ekonomisinin kendine bağımlılığını arttırırken, son dönemde Rublenin değer kaybı da ülke ekonomisine büyük zarar verdi. Ekonomik sorunların yanında kadına yönelik şiddet de korkunç boyutlarda. Eylemler süresince, kadınlar Yerevan’da kendi sorunlarına ilişkin inisiyatifler kurdu, şiddete karşı örgütlenme çağrıları yükseltildi.

Sonuç yerine

Electric Yerevan’ı (eylem ve gösterilere verilen isim), bundan 4 yıl önce Tahrir’de ve geçtiğimiz yıl Taksim’de yaşanan seferberliklerden bağımsız değerlendirildiğinde kısır ve yanlış sonuçlara ulaşmamız mümkün. Zira eylemlere, Rus karşıtı ve AB-ABD yanlısı olarak yaklaşanların yaptığı temel hata bu. Yerevan’daki seferberlikler ise, emekçilerin ve gençliğin üzerlerindeki baskıya karşı ayaklanmasıdır. Seferberliklerin, olay ve sorun bazlı gelişmesi, süreklileşmemesi, mücadelelerin zaferi yolunda önemli bir engel teşkil edebilir. Ancak tüm bu mücadele birikimi, Ermenistan emekçileri için yeni olanaklar da yaratacaktır.

Gezi’den Yerevan’a; mücadeleyi yükseltmeye!

*Hayastan: Ermenice’de Ermenistan.

CEVAP VER