Çin’de Kunming Üniversitesi öğrencilerini satışa çıkardı

Çin’de Kunming Üniversitesi, en başarılı öğrencilerinden 65’ini internet sitesi üzerinden satışa çıkardı. Adeta bir satış kataloğunu andıran sitede, öğrencilerin tek tip kıyafetler giydirilmiş bir vaziyette çekilmiş fotoğrafları yer alıyor. Öğrenciler, başarı sıralarına göre dört farklı gruba ayrılmış bulunuyorlar. Fotoğrafların altında ise şirketlerin ilgilendikleri öğrencilerle görüşmek için üniversitenin talep ettiği bedel olan 1000 yuan, yani yaklaşık 400 lira yazıyor. Bu bedeli ödeyen şirkete, söz konusu öğrencinin bir hafta boyunca başka bir şirketle görüşmeyeceğinin teminatı da veriliyor.

İlk bakışta gülünç ve gerçek olamayacak kadar akıl dışı görünen bu uygulama, kapitalizmin içinde bulunduğumuz yüzyılda geldiği noktayı açıkça gözler önüne seriyor. Kunming Üniversitesi dekanının bu muhteşem buluşu kuşkusuz münferit bir olay değil, tam aksine sermaye sınıfının yürüttüğü neoliberal politikaların bir sonucudur.

İkinci Emperyalist Bölüşüm Savaşı’nın ardından yakalanan muazzam ekonomik büyüme, 70’li yıllara gelindiğinde sona erdi ve başta 1973 ile 1979 Petrol Krizleri olmak üzere küresel ölçekte birçok ekonomik kriz yaşandı. Sermaye sınıfının üretim maliyetleri hızla artarken, kâr oranları da aynı hızla azalmayı başladı. Böyle bir ortamda uluslararası sermaye sınıfı, düşen kâr oranlarını arttırmak amacıyla, işçi sınıfının mücadelesi sonucunda elde ettiği ve “sosyal devlet” adı altında cisimleşen toplumsal kazanımlarına yönelik büyük bir saldırı dalgası başlattı. İşçi sınıfının geri çekilişine neden olan bu saldırıları, neoliberal politikalar olarak adlandırıyoruz. Hâlâ sürmekte olan işçi sınıfının bu geri çekiliş döneminde ücretler azalıyor, çalışma saatleri artıyor, çalışma koşulları ağırlaşıyor ve üretim maliyetlerinin en aza indirilmesi adına işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri hiçe sayılıyor.

Söz konusu neoliberal politikalar, yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da karşımıza çıkıyor. Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası gibi kapitalist kurumların öncülüğünde eğitimin ticarileştirilmesine yönelik bir süreç başlatıldı. Avrupa’da özellikle Bologna Süreci olarak adlandırılan ve Avrupa ülkelerinde yükseköğrenimin sözde uyumlulaştırılmasını hedefleyen bir program kabul edildi. Ne var ki bu programın öngördüğü saldırılar, Avrupa ile sınırlı kalmadı ve Çin de dahil olmak üzere tüm kapitalist ülkelere yayıldı. Bu politikaların asıl amacı, yükseköğrenimin piyasanın ihtiyaçlarına uygun olarak gözden geçirilmesi, doğrudan kâr sağlamayan sosyal bilim derslerinin kaldırılması, üniversite yönetimlerinin piyasanın eline geçmesi, eğitim alanında yapılan kamu harcamalarının azaltılmasıdır.Artık üniversiteler bilim yuvaları değil, görevi şirketlere eleman yetiştirmekle sınırlı olan istihdam büroları haline getirilmiştir. Çin’de Kunming Üniversitesi’nin öğrencilerini satışa çıkarması da, bu anlayışın bir  sonucudur. Çinli dekan, diğer meslektaşlarının aksine neoliberal eğitim politikalarının mantıksal sonucuna ulaşmış ve işi öğrencileri bir meta gibi satışa çıkarmaya kadar vardırmış.

Asıl üzerine düşünülmesi gereken soru şudur : Eğitimin ticarileştiğini, öğrencilerin metalaştığını, üniversitelerin bilimsel eğitim merkezleri olmaktan çoktan çıkarıldıklarını ve kısacası kapitalizmin yaşamın her alanında bizlere daha fazla sömürü ve yabancılaşma getirdiğinin farkına varmak için illa köle pazarlarında satışa çıkarılmamız mı gerekiyor?

CEVAP VER