Neden?
Üniversite öğrencileri olarak yaşadığımız alanların denetimini ve kontrolünü kendimiz sağlamak istiyoruz çünkü hayatlarımızı harcanabilir olarak gören yurt yönetimleri bizlerin hayati ihtiyaçlarını karşılamaktan ve yurtlarımızda güvenli bir yaşam sürmek için denetlenmesi gereken asansör ve yemek gibi hayati unsurları düzgünce denetlemekten uzaklar. Bu sonuca varmak için her gün yurtlardan gelen, ihmal sonucu gerçekleşen asansör vb. kaza haberlerine ve yurt yemekhanesinde verilen yemekleri yedikleri için zehirlenen öğrencilerin haberlerine bakmamız yeterlidir.
Öğrenciler tarafından denetlenmesi ve kontrol edilmesi gereken meseleleri birkaç cümleyle özetleyebiliriz: Asansörler ve ihmal durumunda hayati risk oluşturabilecek yurttaki bütün faaliyetler ve yapılar, yurt yemekhanesinde öğrencilere parayla servis edilen yemekler, yurtlarda sağlıklı barınmayı ve beslenmeyi zorlaştıran veya engelleyen koşullar ve yurt servisleri.
Aynı zamanda yurtlardaki mevcut cinsiyetçi uygulamalar da öğrencilerin denetimi ile ortadan kaldırılmalıdır. Genelde erkek öğrencilerin yurda giriş saatleri yurt yönetimleri tarafından çok sorun edilmezken, bu durum kadın öğrencilerin kaldığı yurtlarda tam aksi yönde işliyor. Yurda yönetim tarafından belirlenen saatte (ki bu saat genellikle 23.00 oluyor) gelmeyen kadın öğrenciler, ailelerine haber vermekle tehdit ediliyor ve yurt yöneticileri tarafından şantaja uğruyorlar. Bu ayrımcılık, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde ortadan kaldırılmalı. Aynı zamanda yurtlarda yaşanan taciz vakalarına karşı Cinsel Tacizi Önleme Birimleri’nin kurulmasını savunuyoruz.
Bir tarafta da yurtlardaki öğrencilerin yurt yönetimlerine muhalefet ettiğinde, koşullarının iyileştirilmesi için dilekçe verdiğinde ya da eylemler yaptığında verilen uzaklaştırma kararları var. Uzaklaştırma ve disiplin cezası mekanizmasının yönetimler elinde öğrencilere doğrultulmuş bir namlu olduğunu görmeli ve bu silahı onların elinden almalıyız. Bu ancak yurtlarda öğrenci denetimi ile mümkündür.
Bahsettiğimiz bütün konular yurtların kaynaklarının öğrenciler tarafından denetlenmesi ve yönetilmesi ile çözüme kavuşturulabilir. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Kredi Yurtlar Kurumu’na verilen bütçe öğrenciler tarafından denetlenmeli ve bütün faaliyetler öğrencilerin yönetiminde yapılmalı. Çünkü kendi ihtiyaçlarımızı en iyi kendimiz karşılar ve yaşam alanlarımızla ilgili kararları ancak bizler verebiliriz.
Nasıl?
Yukarıda bahsettiğimiz ‘yurtlarda öğrenci denetimi’ talebimiz ancak öğrencilerin yurtlar içerisinde oluşturacağı organlar eliyle gerçekleştirilebilir. Bu organın adı Yurt Dayanışma Komiteleri’dir (YDK). YDK’lar yurtta kalan bütün öğrencilere açıktır. YDK’ların dönemlik yönetimleri öğrenciler tarafından demokratik bir şekilde seçilir. Bu seçilen temsilciler, geri çağrılabilirlik ilkesi uyarınca görevini sürdürürler. Seçilen temsilcilerin öğrencilerin talepleri ve istekleri lehinde çalışmadıkları tespit edildiğinde, aynı temsilciler, onları seçen öğrenciler tarafından görevlerinden alınabilirler.
YDK’lar yurtlardaki yatakhane/oda koşullarının denetlenmesinden yemekhanedeki yemek listesine ve yemeklerin hazırlanma koşullarına; yurtlarda kadın-erkek eşitliğini esas almaktan dinci faaliyetlerin engellenmesine dek yurtlarla ilgili bütün bütçe ve yürütme meselelerini denetlemelidirler.
Yeni bir yurt kuralları yönergesi yazılmalı ve bu, Yurt Dayanışma Komiteleri’nin gözetimi altında yapılmalıdır. Yurtlardan uzaklaştırma kararını ve disiplin cezalarını veren Disiplin Kurulu’nun yarısı Yurt Dayanışma Komiteleri temsilcilerinden oluşmalıdır.
Öğrenci denetimi faaliyeti, sadece denetimi değil, yönetimi de içermelidir. Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Kredi Yurtlar Kurumu bütçeleri belirlenirken onları denetlemek ve taleplerimizi ilk elden taşımak için bu masaların hepsinde, YDK’lar Ulusal Koordinasyonu bulunmalı ve gençliğin ihtiyacı olan kaynağı elde etmek için mücadele etmeliyiz.
Denetim faaliyetine aynı zamanda yurtlarda çalışan işçiler-emekçiler de katılmalı. Yurt çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesinden ve ücretlerinin insanca bir yaşama olanak sağlayacak düzeye yükseltilmesinden bahsetmeden, yurtlardaki öğrenci yaşantısını insani bir düzeye çıkarmaktan bahsedemeyiz. Dolayısıyla önerimize, özetle ‘yurtlarda öğrenci-işçi denetimi’ diyebiliriz.
Bu merkezi denetimi ve yönetimi oluşturmak için YDK’lar önce şehirlerde olmak üzere bölgesel-ulusal düzeyde ortak koordinasyonlar halinde faaliyet göstermeli. Zeren Ertaş’ın katledilmesi üzerine çeşitli yerellerde ortaya çıkan yüzlerce eylemde şu ihtiyaç ortaya çıktı: Merkezileşmek. Dolayısıyla bu ulusal koordinasyon, öncelikle çeşitli yerel eylemleri merkezileştirmekle sorumlu olacaktır. Aynı zamanda bu koordinasyon elde edilen kısmi kazanımların ulusal çapta uygulanması ve kalıcılaşması görevini üstlenecektir.
Kendi kaderlerimizi tayin etmek ve hayatlarımız üzerinde söz sahibi olmak için yurtlarda öğrenci denetimi talep ediyoruz.