Filistinli öğretmenlerin hükümet ve sendika bürokrasisine karşı tarihi grevi

Filistinli öğretmenlerin 10 Şubat’ta başladığı grev ve eylem süreci bir aydan fazla sürdü. Bu süreç, hükümetin taleplerin bir kısmını kabul edeceğini açıklaması ve greve devam edecek öğretmenleri işten atmakla tehdit etmesi üzerine şimdilik (Mart ayının ortası itibariyle) son buldu. Süreç içerisinde 20 binden fazla kişinin katıldığı eylemler gerçekleştirilirken öğretmenlerin ana talepleri, 2013 yılında Filistin yönetimi tarafından kabul edilen ve hâlâ yürürlüğe konmamış Toplu İş Sözleşmesi’nin (TİS) hayata geçirilmesi, ücret artışı ve ücretler ile haklardaki cinsiyet eşitliğinin sağlanması etrafında toplanıyor.

Filistin’de en yüksek öğretmen maaşı 2200 TL civarlarında seyrederken, Batı Şeria ve Gazze’de ortalama kira fiyatları 1400 TL. Bu da, öğretmenlerin aldığı maaşın çoğunluğunun kiraya gitmesine ve halihazırda İsrail’in baskısı altında pahalılaşan yaşam gereçlerine daha da az ulaşılmasına sebep oluyor. Bu çerçevede öğretmenler, grevleri ile 2013 yılında imzalanan TİS’in öngördüğü ancak henüz hiç almamış oldukları ücret artışını talep etti. Bunun yanı sıra 2013’te imzalanan bu TİS’in içerdiği diğer konulara da sahip çıktılar. Diğer konular, öğretmen çocuklarına ücretsiz üniversite eğitimi gibi önemli sosyal hakları içermekteydi.

Grevin ana hatlarını oluşturan cinsiyet eşitliği talebi ise, erkek ve kadın öğretmenlerin yaptıkları aynı işe rağmen maaş ve haklarındaki eşitsizliğe karşı örüldü. Örneğin, bir erkek öğretmenin hayatını kaybetmesinin ardından maaşı eşi ve çocukları tarafından alınabilirken, kadın öğretmenin maaşı kesilmekte.

Eylemler boyunca öğrenciler grevdeki öğretmenlerine sürekli olarak destek oldu. Filistin Posta İşçileri Sendikası da bir açıklama yayınlayarak, öğretmenlerin taleplerini ve grevini desteklediğini belirtti ve eylemlerde sıkça kullanılan “Onur için!” sloganını yükseltti.

Grevlerin önemli bir başka yanı ise, bu grevlerin Filistin Öğretmenler Sendikası’nın (FÖS) El Fetih’e bağlı liderliği ve bürokrasisine karşı gerçekleşmiş olmasıydı. FÖS, 1960’lardan beri değişmeyen bir önderliğe sahipti ve sendika başkanı kendisi hiçbir zaman öğretmenlik yapmamış biriydi. Grevler sürerken sendika liderliği, Mahmud Abbas’ın grevleri durdurma çağrısına karşılık tabandan gelen basıncı durduramadığı için istifa etti. Böylece öğretmenlerin grevler süresince talep ettiği FÖS’te özgür ve demokratik seçimler için yol açılmış oldu. Bu seçimler henüz gerçekleşmemiş ve öğretmenler resmi olarak kendi temsilcilerini seçmemiş olsalar da, Batı Şeria’da kurulan Örgütlenme Komitesi ile öğretmenler kendi seçimlerini yaptı.

Filistinli öğretmenler, siyasal önderliklerin pek çoğunun sırtını döndüğü (Örneğin FKÖ desteğini ancak eylemler kitleselleştiğinde ve geç bir tarihte açıkladı) ancak halk desteğini sağladıkları grevlerini, hükümetin, taleplerin bir kısmını kabul edeceğini açıklamasının ve tehditlerinin ardından askıya aldı. El Fetih yönetimi şimdi öğretmenlerin taleplerini onlara lütfediyormuşçasına veredursun, öğretmenler, öğrencileri ile birlikte mücadeleleri sonucu olarak Abbas liderliğindeki yönetimi taleplerini gerçekleştirmeye zorladılar. Öğretmenler, grevi askıya alıp sınıflara girmiş olsa dahi, kısmi iş yavaşlatma ya da müfredatı işlemek yerine grevi ve taleplerini anlattıkları dersler işlemekte. Buna ek olarak, talep ettikleri ücret artışı gerçekleşmezse grevler yeniden canlanabilir. Zira, son yıllarda Abbas liderliğindeki El Fetih yönetimine karşı büyüyen bir güvensizlik söz konusu. Bu durum, öğretmenlerin grevine katılan öğrenci ve hatta velilerinin sloganlarında da görülmekte.

Filistinli öğretmenlerin haykırdığı gibi: Onur için!

CEVAP VER