Muğla’da sabah saatlerinde okula gitmek için yola çıkan iki öğrenci, trafik kazası geçirerek hayatlarını kaybetti. Lise öğrencisi Şeymanur Gölge ve 8. sınıf öğrencisi Eylül Tansu Suda, Muğla Bayır Mahallesi ve Yaraş mevkiinde, güneşin henüz doğmamış olmasından kaynaklanan bir görüş problemi nedeniyle, canlarını alan bir trafik kazası geçirdiler.

Hatırlanacağı üzere 14 Mart 2016 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla, Türkiye kalıcı yaz saati uygulamasına geçmişti. 1978’den 2016’ya dek kış-yaz saati uygulamasını kullanan Türkiye, bu yeni kararla birlikte gün ışığından daha az yararlanabilmeye başladı. Rejim bu kararla, işgücü üzerindeki sömürü payını arttırmayı ve mesaileri işverenler lehine uzatmayı hedeflemişken, kararın kendisi öğrencileri de derinden etkiledi.

Yeni saat uygulamasıyla birlikte öğrenciler artık okula karanlıkta gitmek ve okuldan çıktıklarında da, eve karanlıkta dönmek zorunda kalıyorlar. 2017 senesinde öğrenci velileri bu probleme parmak basmış ve özellikle Kıbrıs’ta bir öğrenci servisi, sabah saatlerinde hava aydınlanmadan kaza yaptıktan sonra, “Karanlıkta Okula Gidilmez” kampanyasını başlatmışlardı.

Türkiye’de 4.760.000 ilkokul öğrencisi mevcut. Bu öğrencilerin hepsi, kış ayları boyunca zifiri bir karanlığın egemen olduğu bunaltıcı bir atmosferde eğitim almaya gitmek zorunda bırakılıyorlar. Bu, hem ulaşım güvenliği için oldukça tehlikeli potansiyeller barındırıyor, hem de çocukların psikolojisini negatif anlamda etkiliyor.

Okula gidiş, bir hayatta kalma mücadelesi olmamalı. Zaten Türk kapitalizmi, her öğrenciye evlerinin yakınında bulunan bir devlet okulunda ücretsiz ve nitelikli eğitim verme kapasitesinden yoksun. Anlaşılan o ki, aynı ekonomik örgütlenme modeli öğrencileri, tercih ettikleri okula giderken kullandıkları yolun tehlikelerinden de koruyamıyor çünkü o, bir saatlik fark üzerinden, mesai süresinin yükünü yoğunlaştırarak, daha fazla kâr etme peşinde.

Öğrencilerin ve velilerin talebi hala geçerli: Karanlıkta okula gidilmez! Yaz saati uygulamasından vazgeçilmesi, her öğrencinin evinin yakınında nitelikli ve bilimsel eğitime ulaşabilmesi hakkı için mücadele edilmesi, öğrencilerin canına kıyan bu sömürücü inadın yenilgiye uğratılabilmesinin biricik yolu.