Avrupa’da ekonomik krizin etkileri birçok sektörde çalışma koşullarının kötüleşmesi, ücretlerin düşürülmesi, işten çıkarmalar şeklinde günden güne kendini daha da belli ediyor. Örneğin yaklaşık 5 milyon kişinin işsiz kaldığı Fransa’da ocak ayından bu yana birçok sektörde toplam 200’e yakın grev gerçekleştirildi. Hepsinin odağında da ücret artışı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi vardı.

Geçtiğimiz aylarda Paris 8 üniversitesinde, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve 98 euro’luk ücret artışı için 11 haftalık bir grev gerçekleştirildi. Okul personelinin mücadelesi kısa zamanda birçok sektöre ve şehir yayıldı: sorunların ve mücadelelerin ortaklaştırılması için destek etkinlikleri yapıldı, farklı sektörden çalışanlar kendi deneyimlerini aktarmak için bu destek etkinliklerine katıldı. Paris 8’deki greve, çalışanlara ve taleplerine birçok farklı şehirdeki grevlerden üniversite çalışanlarından, eğitim görevlileri, öğrencilerden ve sendikalardan destek geldi.

Grev’e çıkan çalışanların büyük bir kısmını kadın çalışanlar oluşturduğu için yapılan toplantılar ve taleplerin gündeminde kadın çalışanların çalışma koşulları ve her gün karşılaştıkları cinsiyetçi yaptırımlar vardı. Yalnızca evlerinde ya da sokakta değil iş hayatlarında da cinsiyetçiliğin ve şiddettin birçok türüne maruz kalan kadınlar, mücadelelerini ve sorunlarını kendi sektörlerindeki kadın çalışanlar dâhil olmak üzere birçok farklı sektörde çalışan kadınlarla ortaklaştırdı.

Bu işçilerin çoğunluğunun sendikasız olduğunu ve bu grevin, birçoğunun ilk grevi olduğunu hatırlatmak gerekir. Buna rağmen Paris 8 çalışanları grevlerini 11 hafta boyunca sürdürdüler, 11 haftalık mücadelenin sonunda 70 euro’luk ücret artışını kabul ettiler ve grevi durdurma kararı aldılar. Krizin etkileri ve bu etkileri hafifletmek için öne sürülen yeni yaptırımlar, özelleştirmeler eğitim sektörü özelinde yalnızca personelleri değil, eğitim/araştırma görevlilerini ve öğrencileri de zor duruma sokuyor: Çalışma koşullarının giderek kötüleşmesi, öğrenci sayısının fazlalığına rağmen öğretim kadrosunun yetersizliği, işten çıkarmalar, birçok bölümde yapılan ve yapılacak olan araştırmalara ve projelere gerekli maddi imkânların sağlanmaması gibi birçok sorun mevcut. Türkiye’den oldukça tanıdık olduğumuz bu görüntüler Fransa’da da artıyor; krizin faturası emekçilere yükleniyor, çalışma koşullarına, ücretlerine ya da direk olarak işlerine el uzatılıyor. Buna karşın mücadeleler de büyüyor ve yayılıyor ancak onları ortaklaştırmak ve daha da güçlendirmek gerekiyor.

Önceki İçerikDüşler’iyle bir sinema dehası: Kurosawa
Sonraki İçerikGaëtan ve diğer tutuklu eylemcilerle dayanışma

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz