İDP Gençliği: Liselerdeki mücadeleler birleşmeli, işçilerle el ele vermeli!

Kiralık işçi yasasının sabaha karşı apar topar meclisten geçirilmesi gibi neoliberal saldırıların hız kesmeden uygulamaya koyulduğu ve Erdoğan’ın halkın başkanlık rejimine rızasını zor yoluyla almak için tüm demokratik hakları sınırlandırdığı baskı ve şiddet ortamında, toplumsal muhalefetin sesi yükselmeye başladı. Bir hafta içerisinde İstanbul’un üç köklü lisesinin öğrencileri, okullarındaki antidemokratik uygulamaları protesto ettiler.

İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri, müdür ve öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanı tarafından atanılması ve okul yönetiminde kendilerinin hiçbir söz hakkı bulunmamasına duydukları tepkiyi, mezuniyet töreninde okul müdürüne arkalarını dönerek gösterdiler. Galatasaray Lisesi öğrencileri ise, okulun pilav gününde verdikleri “Acil Müdür Aranıyor” başlıklı bir ilanda “hiçbir padişaha kölelik yapmamış” bir müdür aradıklarını belirterek mevcut okul müdürünü protesto ettiler. Son olarak Cağaloğlu Lisesi öğrencileri, okul müdürlerinin öğrencileri fişlemesi ve gelenekselleşmiş festivali yasaklaması gibi hukuksuz uygulamalarını teşhir ettiler.

Devlet eliyle insanların öldürüldüğü ve her türlü toplumsal-demokratik hakkın gasp edilmeye çalışıldığı bu baskı ve şiddet koşullarında, lise öğrencilerinin bahsedilen eylemleri yapmaları son derece değerli. Ancak gençlik yıldan yıla yapılan eylemlerle sınırlı kalmamalı, mücadelenin büyümesi ve sürekli kılınması için öncelikle tüm okullardan öğrencilerin mücadeleleri birleştirilmelidir; çünkü hangi liseden olursa olsun tüm öğrenciler, okullarındaki aynı antidemokratik sorunlardan muzdarip. Bu mücadeleyi ortaklaştırmak için liseler arası mücadele organları inşa etmek önemli bir başlangıç olabilir.

Öte yandan gençliğin sorunları, okullarında karşılaştıkları hukuksuz uygulamalarla sınırlı değil. Mezun olacak milyonlarca öğrenciyi, geleceksizlik ve güvencesizlik bekliyor. Kiralık işçi yasasının geçirilmesi ile kıdem tazminatı hakkının gasp edilme girişimlerinin muhatabı tam da geleceğin işçileri olan gençlik. Bu nedenle gençlik, kendi toplumsal sınıfının yanında yer alarak bir hafta önce sona eren Zonguldak maden işçilerinin açlık grevi gibi işçi mücadelelerini desteklemeli ve işçiler ile öğrencilerin birleşik mücadelesini örmelidir. Fransa’da işçi sınıfının kazanılmış haklarına yönelik büyük bir saldırı olan iş yasasına karşı ilk baş kaldıran toplumsal kesim, Fransa’daki lise ve üniversite öğrencileri olmuştu. İşte Türkiyeli lise öğrencileri, tıpkı Fransız sınıf kardeşleri gibi öğrenci-işçi mücadelesi biçiminde yanlış bir ayrım yapmaksızın bütün toplumsal mücadelelerin en ön saflarında yer almalıdır.

CEVAP VER