Türkiye’de öğrenci ve emekçi gençliğin sorunları her gün daha da artıyor. Gençler 2025 için açıklanan sefalet düzeyindeki asgari ücretin bile altında ücretlerle çalışıyorlar: MESEM’lerde çalışan çocuk işçiler, kiralarını ve masraflarını çıkarmak için çalışan üniversite öğrencileri veyahut işsiz kalmamak için asgari ücret ya da altında çalışan genç işçiler…
Sorunlarımız ücretlerimizle sınırlı kalmıyor tabii. MESEM’lerde ucuz işçi olarak çalışan ve ihmaller sonucu iş cinayetlerine kurban giden çocuklar, üniversite harçlığı kazanmak için motokuryelik yapan öğrenciler ve ucuz işlere mahkûm olan birçok genç işçi, patronların kâr hırsı yüzünden hayatlarından oluyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2024 yılında 12’si MESEM’lerde olmak üzere en az 71 çocuk işçi iş cinayetine kurban gitti. 300 bin çocuğun yasal olarak işçileştirildiği MESEM protokolü yeni yılda saldırılarına hız kesmeden devam ediyor: Ülke çapında 196 okulda başlatılan pilot uygulama ile “mesleki eğitim” yaşı 12’ye kadar düşürülüyor. “1 gün okul 4 gün işyeri” sloganıyla çocukları üretim bantlarına süren, korkunç düşük ücretlerle adeta köle gibi çalıştıran ve çocukların yaşamını hiçe sayan MESEM protokolüne karşı tavrımız net: MESEM protokolü derhal iptal edilsin! Emekçi çocuklarının sağlıklı olabilmelerinin, eğitim alabilmelerinin, mutlu bir geleceğe büyüyebilmelerinin koşulu MESEM ile mücadeleden geçiyor.
Çocuk işçilerin yanında 395 genç işçi de iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bunca can kaybını işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini alarak engellemek elbette mümkündü. Fakat patronların kârı insan hayatından daha önemli gördüğü bu düzen ve o düzenin Türkiye’deki koruyucusu olan Tek Adam rejimi bunu imkânsız kılıyor.
İhmaller ve kayıplarımız iş cinayetleriyle son bulmuyor. Yaşadığımız KYK yurtlarında, okul yemekhanelerinde ve ortak yaşam alanlarımızdaki ihmaller hem biz öğrencileri hem de okul ve yurt emekçilerini etkiliyor. Sadece okullar ve yurtlarda da değil, geçtiğimiz günlerde Bolu Kartalkaya’da yaşanan ve 78 insanımızı kaybettiğimiz otel yangını felaketinde de gördüğümüz gibi, ihmaller bizlerin hayatı pahasına yapılıyor. Sefalet ücretleri, güvenli olmayan yaşam alanları, ihmaller ve iş cinayetleri; işte Tek Adam rejiminin emekçilere ve gençlere sunduğu tek gelecek bu! Bu geleceği değiştirmek ise ancak bizim elimizde. Bizim yoksulluğumuzdan beslenen patronların akıl almaz zenginliklerine karşı insanca yaşayacak ücretler istiyoruz. Gerçek enflasyon oranının oldukça altında olan sefalet zamları değil, asgari ücrete 3 ayda bir gerçek enflasyon oranında zam istiyoruz. İhmallerle bizi öldürenlerin yargı önünde hesap vermesini, ihmallerle biriktirdikleri servetlerinin ise tazminatsız kamulaştırılmasını, bu kaynakların emekçilerin ve gençlerin insanca yaşam taleplerinin karşılanması için kullanılmasını talep ediyoruz. Bu taleplerimizi gerçekleştirmenin yolu ise emekçilerin ve gençlerin ortak mücadelesinden geçiyor.