Yunanistan gençliğiyle röportaj

Temmuz ayının sonunda Yunanistan’ın Preveza şehrinde gerçekleşen 13. Antikapitalist Yaz Kampı’nda Sosyalist Öğrenci Mücadelesi (SSP) grubundan yoldaşlarla Yunanistan’daki sosyal-politik durum ve öğrenci hareketi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Kampın gerçekleştiği tarihten bugüne Yunanistan’da yeni siyasi gelişmeler olmasına karşın röportajın genel anlamda güncelliğini koruduğunu düşünüyor ve yayınlıyoruz.

Zırhlı Tren muhabiri (ZT): Öncelikle okurlarımızın ve Türkiye işçi sınıfının devrimci selamlarını sunarız. Yunanistan işçi sınıfının ve gençliğinin mücadelesini Türkiyeli yoldaşlarınız olarak her zaman takip ediyor, dersler çıkarıyor ve destekliyoruz.Sizi tanıyarak devam edelim; okurlarımıza kendinizi nasıl anlatırsınız, ne için mücadele etmektesiniz?

Sosyalist Öğrenci Mücadelesi temsilcisi (SSP): Üniversitelerde faaliyet gösteren antikapitalist ve devrimci bir öğrenci grubuyuz. Politik çabamızı iki ana başlıkla açıklayabilirim; neoliberal politikalara ve krizin faturasını Yunanistan işçi sınıfına ve gençliğine kesmeyi amaçlayan yeni memorandumlara karşı mücadele etmek ve farklı alanlardaki mücadeleleri bir araya getirmeye çalışarak bugünün sorunları ve talepleri ile sosyalist devrim arasındaki köprüyü kurmak.

ZT: Krizin ardından, Yunanistan’da öğrencilerin yaşamı nasıl değişti?

SSP: Yaşamımızı anlatmak için, “hayatta kalmaya çalışmak” deyimini kullanabiliriz. Krizin ardından her şey radikal bir biçimde değişime uğradı. Öğrencilerin çoğu artık üniversite eğitiminin masraflarını karşılayamıyor. Bu yüzden de öğrenciler okullarını bırakıp çalışmak zorunda kalıyor. Halkın %25’i açlık sınırının altında, genel işsizlik %30 civarlarında. Genç işsizlik ise %60’a dayanmış durumda. Burada bu rakamların yalnızca resmi veriler olduğunu hatırlatmak isterim.

ZT: Yunanistan’da gençliğin öncelikleri ve talepleri neler?

SSP: Gençlik için en büyük iki sorun işsizlik ve kamusal eğitimin yok edilmesi. Bir şekilde iş bulup çalışan gençler içinse çalışma şartları çok ağır. Esnek saatler ve çok düşük ücretlerle çalışmaya mahkum bırakılıyoruz. Bu sorunlara karşı da AB’den kopuşu ve dış borçların ödenmesinin reddini savunuyoruz.

ZT: Gençlik referandumda nasıl bir yanıt verdi? Elinizde herhangi bir istatistik mevcut mu?

SSP: Evet, bunun hakkında yapılmış birkaç çalışma var. Buna göre gençlik yeni bir kemer sıkma paketinin oylandığı referandumda %85 oranında hayır dedi.

ZT:Syriza’nın iktidara gelmesiyle eğitim politikaları ve öğrenci hareketinde ne gibi değişimler oldu?

SSP: Syriza iktidara geldiğinde, eğitim alanında çok önemsiz ve küçük değişiklikleri içeren bir programı vardı. Öncekilerden neredeyse bir farkı olmadığını söyleyebiliriz. Eğitime ayrılan bütçe oldukça düşük olmasına ve her sene daha da azalmasına rağmen Syriza bu konuyu dile bile getirmedi. Üniversiteden, çalıştığı için ya da farklı sebeplerle 6 yıl içinde mezun olamayan öğrenciler okuldan atılmaya devam ediyor. Son memorandumda da, eğitim alanındaki pek çok kısıtlama Syriza tarafından kabul edildi.

ZT: Syriza iktidara geldiğinde öğrenci hareketinin durumu nasıldı? Syriza hakkında bir ilüzyon var mıydı?

SSP: Syriza’nın gençlikten aldığı oy oranının oldukça yüksek olduğunu söyleyerek başlayabilirim. Ancak gençlik Syriza’ya büyük umutlar beslediği için oy vermedi. Aslında olan, geleneksel partilerden kurtulmak istemeleriydi. Yeni Demokrasi ve Pasok gibi. Zaten bu durum kendini üniversite içi seçimlerde gösterdi. Ulusal seçimlerde Syriza’nın gençlikten aldığı %40 oya karşın, üniversite seçimlerinde Syriza’nın grubu yalnızca %7 aldı.

ZT: Türkiye’de yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz? Okurlarımız ve Türkiye işçi sınıfına bir mesajınız var mı?

SSP: Türkiye’de gençliğin Erdoğan, AKP ve emperyalizme karşı sürekli mücadelesini destekliyoruz. Genç sosyalistleri hedef alan bombalı saldırıya karşı acılarınızı paylaşıyor ve yanınızda olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bunlarla birlikte burjuvazinin hiçbir sektörünün gençlik için bir alternatif olamayacağını biliyoruz. Bu sektörlerin tümü eline fırsatı geçirdiğinde AKP’nin uyguladığı ve artık apaçık ortada olan şiddeti uygulamaktan kaçınmayacaktır. Mücadelelerimizi birleştirmenin araçlarını her zaman yaratmaya çalışmalıyız.

27 Temmuz 2015 – Preveza

CEVAP VER