8 Nisan Salı günü İstanbul çapında 15 üniversitenin ÖTK’ları, Boykot Komiteleri, dayanışma ağları ve eylem komiteleri tarafından gerçekleştirilen “Gençlik Dayanışma Sahnesi”nde, 19 Mart’ta başlayan eylemlerin ardından tutuklanan üniversite öğrencilerinin mektuplarına da yer verildi. Aşağıda okurlarımıza Zırhlı Tren yazarı yoldaşımız Enes Karakaş’ın “Gençlik Dayanışma Sahnesi”ne göndermiş olduğu mektubu sunuyoruz.
Merhaba Arkadaşlar
Sizlere Silivri Hapishanesi’nden sesleniyorum. Bizler gayet iyiyiz, moralimiz yerinde. Bedenimiz içeride fakat aklımız, kalbimiz ve kulaklarımız sizlerde. Bu gibi bir araya gelişleri çok anlamlı buluyor ve düzenleyen-katılan herkesin emeğine sağlık demek istiyorum.
İçinden geçtiğimiz süreçte binlerce öğrenci olarak kampüslerimizde buluşup meydanlara aktık. Türkiye’deki Tek Adam Rejimi’ne karşı seferber olduk. Bu seferberlik bütün gücüyle birlikte sınırlılıklarıyla da anılmalı. Bu sınırlılıkları aşmanın, eylemlerimizi tepkisel olmaktan çıkararak bir plan dahilinde ilerlemenin yollarını bulmalıyız. Biz içeride tutsak öğrenciler de bu konu üzerine görüşlerimizi paylaşıyoruz. Sizleri de bu konu üzerinde durmaya ve çözüm yolları aramaya davet ediyorum. Üniversitelerimizde başlayan seferberlik, saman ateşi gibi yanıp sönmemeli. Bunun için de Tek Adam Rejimi’nin nasıl bir eylem programı, hedefleri yani bir ajandası varsa bizlerin de bir mücadele programına ihtiyacımız var.
Kendi adıma bu mücadele programının üniversitelerimizdeki dayanışma, meclis, eylem grupları gibi örgütlülüklerin ÖTKlarda bir araya gelmesinden geçtiğini düşünüyorum. Önce kendi üniversitelerimizde, ardından da bütün üniversitelerde merkezi bir koordinasyonu ÖTKlar aracılığıyla inşa etmek tek adamın kayyum rejimine planlarını bozma yolunda önemli bir adım olabilir. Bir araya geldiğiniz bu etkinliğin ardında bütün sıra arkadaşlarımı kendi üniversitelerinde bölüm temsilcilerini, fakülte temsilcilerini seçmeye, yasal hakkımız olan ÖTK seçimlerinin gerçekleşmesi için seferber olmaya davet ediyorum. Üniversitelerden belediyelere kayyum rejimine son verecek olanın biz öğrencilerin ÖTKlarda, emekçi halkımızın da sendika ve meslek örgütlerinde birleşmesi ve seferber olması gerektiğini düşünüyorum. Sözlerimi tamamlarken hepinize ayrı ayrı selamlarımı iletmek ve tekrar emeğinize sağlık demek istiyorum. Bu süreç boyunca çok önemli şeyler başardık. Üstümüzdeki ölü toprağını attık fakat mücadelemizin 100 metre koşusu değil bir maraton olduğunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.
Enes Karakaş