Venezuela’da 31 Temmuz günü gerçekleşen Kurucu Meclis seçimlerine ilişkin olarak İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (UIT-CI)’in Venezuela seksiyonu Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (PSL)’nin 1 Ağustos’ta yayımladığı bildiriyi okuyucularımızla paylaşıyoruz. Bu bildirinin önemi, Venezuela’da yaşananları oranın TRT’sinden duyulanlarla değil, işçilerin ve devrimcilerin gözünden anlatması ve bu perspektif doğrultusunda, ne Chavezci ne de sağcı olmayan, sosyalist bir çıkış önerisi sunmasıdır. 

PSL: Hileli kurucu meclise karşı seferberlikleri güçlendirelim! Maduro defol!

Geçtiğimiz pazar günü, halkını aç bırakan yolsuz ve baskıcı Maduro yönetimi, CNE (seçim kurulu) ile birlikte devasa bir hile gerçekleştirdi. Her şeye rağmen bu hile, ülke genelinde seçmen kuyrukları olmaksızın boş kalan yüzlerce oy kullanma merkezi görüntüleri ve 16 kişinin ölümü ile belirlenen günlük politik durum aracılığıyla kamuoyunun gözü önünde meydana geldi. 4 aydır süren protestoların en trajik günü olan geçtiğimiz pazar gününde, “Barış için kurucu meclis”in bir güldürüden ibaret olduğu açığa çıktı.

Aslında, seçim sandığa giden kişi sayısı 2 buçuk milyonu geçmedi. Katılım oranı %12 oldu. Devlet aygıtının bütün olanaklarını kullanan, kamu emekçilerini tehdit eden, “vatan karneleri” ve “CLAP sandıkları” ile şantaj yapan ve CNE’yi kontrol eden yönetim, 8.089.320 oy, yani kayıtlı seçmenlerin %41,54’ünün oyunu aldığını açıkladı. Bu olağanüstü veri, neredeyse Chavez’in 2012 seçimlerinde elde ettiği oy miktarına, Chavizm’in Aralık 2015 parlamento seçimlerindeki oyundan 2,4 milyon daha fazla oya karşılık geliyor.

Yönetim, Venezuelalı emekçilerin tanık olduğu en büyük toplumsal trajedinin ortasında sefalet içindeki bir ülkede, Chavizm bütün araştırmalarda tarihinin en düşük seviyesindeyken seçmen desteğinin üç milyondan fazla arttığına halkı inandırmaya çalışıyor.

Bütün emekçi halk, geçtiğimiz pazar günü yönetimin iktidarda kalmayı, Ulusal Meclis’in yetkilerini askıya almayı, Başsavcıyı görevinden almayı, muhalif belediye başkanlarını ve milletvekillerini tutuklamayı, hükümeti protesto eden ya da eleştiren herkesi askeri mahkemeler karşısına çıkarmayı, demokratik özgürlükleri tasfiye etmeyi ve kısacası bir diktatörlük kurmayı sağlayacak kurucu meclis aldatmacasını onaylatmak amacıyla hile yaptığının farkındadır.

Ancak o gün, tıpkı seçime karıştırılan hile gibi gün ışığına çıkan bir başka şey, Venezuela halkının hükümete karşı sokak seferberliklerini sürdürmeye hazır olduğuydu. Hükümetin işadamlarıyla anlaşarak uyguladığı kemer sıkma politikalarının acısını çeken binlerce gecekondu, varoş ve kırsal bölge sakini; ulusal muhafızlara (GNB), polise ve paramiliter çetelere meydan okudu. Öyle ki hükümet, Demokratik Birlik Masası (MUD; ana muhalefetteki sağ partiler koalisyonu, ç.)’na seçimlere engel olmama çağrısında bulundu. Özellikle Táchira, Mérida, Lara, Zulia ve başkent Caracas’ın bazı bölgeleri sert çarpışmalara sahne oldu. Birçok oy kullanma merkezinde seçim malzemeleri ve makineler yakıldı ve yok edildi. Bazı belediyelerde oy kullanma merkezleri hiç kurulmadı; bazılarında ise merkezlerin güvenliğini üstlenen askerler halkın baskısıyla uzaklaştırıldı.

CNE hileli sonuçları açıkladıktan sonra MUD, seferberlikleri sürdürme biçiminde güçlü bir yanıt üretmekten kaçındı. Başlangıçta Çarşamba günü bir yürüyüş çağrısı yaptılar; ama daha sonra bu konudan bir daha bahsetmediler. Birçok kesim, CNE’nin açıkladığı bölgesel seçimlere katılıp katılmamayı tartışıyor. Bu nedenle MUD’un hükümetle pazarlık etme ya da anlaşma girişimleri karşısında dikkatli olmalıyız. Halkın sırtından yapılacak pazarlıkları geri püskürtmeliyiz. Yüzden fazla kişi boşuna ölmedi. MUD’un Maduro’yu kitle seferberliğiyle defetmeye çalışmadığı; hoşnutsuz Chavezci bürokratlarla birlikte bir ulusal birlik hükümetine doğru bir düzenli geçiş için; çokuluslu şirketler ve girişimcilerle anlaşarak bir reform paketi uygulamak için uğraştığı çok açıktır. PSL yalnızca bir işçi ve halk hükümetinin içinde bulunduğumuz sorunları çözmeye başlayabileceğini savunmaktadır. Bu nedenle, seferber olan halk MUD’a karşı hiçbir umut beslememeli. Bu durum, işçilerin ve halkın hükümetten ve MUD’dan bağımsız politik alternatifini mücadelenin içinde inşa etmemizin zorunlu olduğunu gösteriyor.

Bu söylediklerimiz çerçevesinde, mücadelenin 30 Temmuz’da sona ermediğini söylüyoruz. Mücadele daha yeni başladı; seferberliğin ve savaşın sokaklarda “Maduro defol, hileli kurucu meclise hayır, baskılara ve açlığa son” haykırışlarıyla yeniden başlayacağı yeni bir safhaya giriyor. Şimdi kimsenin oy vermediği Ulusal Kurucu Meclis’i tanımamak gerekiyor.

Mahallelerde ve topluluklar arasında oluşturulan savunma komitelerini derinleştirmeliyiz. Her binada, her konutta seferberliklere bağımsız ve özerk bir şekilde katılımı hazırlamak için komiteler örgütlemeli; ulusal muhafızlara, polise ve hükümetin silahlı çetelerinin baskılarına karşı koymalıyız. Bunları yaparken yalnızca öz gücümüze güvenmeliyiz. Bu, halkı aç bırakan yolsuz ve baskıcı yönetime karşı verdiğimiz mücadelenin bu yeni aşamasında çok önemlidir. Mücadelenin sürekliliğini, işyerlerinde ve sendikalarda emekçiler tarafından demokratik şekilde yürütülecek bir genel grev örgütleyerek sağlamak gerekir.

Biz, PSL olarak, mücadeleye devam etmek zorunda olduğumuzu vurguluyoruz: Açlığa ve baskılara karşı acil bir ekonomik ve sosyal plan ile mücadele! Sınırlamasız ve şantajsız herkes için yiyecek ve ilaç, her üç ayda bir enflasyona uygun olarak ücret artışı, kamu sektörü ve özel sektörde işten çıkarmalara ve “ücretsiz izinlere” son! Politik tutsaklara özgürlük! Demokratik haklar yeniden tesis edilsin! OLP (Halkın Özgürlüğü Operasyonu) ve askeri mahkemelere son! Ulusal muhafızlar ve polis teşkilatı dağıtılsın! Dış borç ödemesi durdurulsun; karma veya çokuluslu şirketler olmaksızın Venezuela petrolü %100 kamulaştırılmalı.

Caracas, 1 Ağustos 2017

Venezuela Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (UIT-CI)