Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!

7 Şubat Salı akşamı, OHAL kapsamında bazı tedbirler alınması ile ilgili olarak ilan edilen, 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) sonucunda 48 üniversiteden 330 akademisyen ihraç edilmiş; böylece bu zamana kadar çıkarılmış olan 5 KHK ile görevlerinden ihraç edilen akademisyenlerin sayısı 4 bin 811’e yükselmişti. Bu kararın ardından başta Ankara ve Marmara Üniversitesi’nde olmak üzere pek çok eylem gerçekleştirilmiş ve basın açıklaması yapılmıştı. Geçtiğimiz gün ise akademiye yönelik gerçekleştirilen saldırılar üç ayrı üniversitede daha protesto edildi. Benzer taleplerin dile getirildi, benzer söylemlerin yer aldığı basın açıklamalarının yapıldığı üç ayrı noktadan ise aynı anda tek bir ses yükseldi: üniversiteler bizimidir, bizimle özgürleşecek.

“Binasız Üniversite Olur, Hocasız Üniversite Olmaz”

Galatasaray Üniversitesi akademisyenleri ve asistanları, ilan edilen KHK’lar ile ihraç edilen akademisyenlerin görevlerine yeniden iade edilmelerini talep etmek üzere bir araya geldi. “Binasız üniversite olur, hocasız üniversite olmaz” şiarıyla düzenlenen basın açıklamasında, üniversitelerin temel görevinin özgür düşünce ve araştırma ortamını sağlamak olduğu vurgulandı. Bununla birlikte, KHK yoluyla gerçekleştirilen ihraçların hukuksuz ve keyfi olduğu; üniversitelerin temel niteliği olan düşünce, araştırma ve ifade özgürlüğünün fiilen ortadan kaldırıldığı belirtildi. Meslekten ihraç edilen akademisyenlerin hangi kanıtlara dayanılarak suçlandıklarını bilmedikleri ve kendilerini savunma haklarının ellerinden alındığı ifade edildi. Üniversitenin yarınının öngörülemediği bu belirsizlik ortamının tüm üniversite bileşenlerini kaygılandırdığına değinildi. Üniversitelerde öğretim ve araştırma faaliyetlerinin sürdürülebilir olmaktan hızla uzaklaştığı ve Türkiye üniversitelerinin uluslararası saygınlığının gittikçe azaldığı vurgulandı.

“Üniversiteye Saldırı Topluma Saldırıdır”

Yine aynı gün ve aynı saatte İstanbul Üniversitesi öğrencileri de akademisyenlerin ihraçlarına karşı Beyazıt Meydanı’nda biraraya geldi. “Üniversiteye Saldırı Topluma Saldırıdır” pankartının açıldığı eyleme, KHK’lar ile ihraç edilen akademisyenlerden araştırma görevlisi Levent Dölek ve Prof. Dr. İzzettin Önder de katıldı.

“Başımız dik, geri döneceğimiz yönündeki kararlılığımızı ilk günden beri ifade ediyoruz. Üniversiteleri istibdada terk etmiyoruz. Biz her yaptığımızın arkasındayız. Bizi ihraç edenler yaptıklarının arkasında duramazlar. Biz bu baskıları neden yaptıklarını biliyoruz” ifadelerini kullanan Dölek’in ardından Önder “Tarih tekerrür ediyor ama aydınlığa doğru gitmiyor. Üzüntülü değiliz, üniversite her yerdedir. Binaların içinde değildir. Üniversite toplumun zihnidir. Biz sermayeye karşı, dünya emperyalizmine karşıyız, kapitalizme karşıyız. Bizim bunu her yerde anlatmamız lazım. Genişletmemiz lazım. Bu mücadele tarihsel bir mücadeledir” sözlerini sarfetti.

Öğrencilerin yaptığı açıklamada ise her türlü muhalif kanalın susturulduğuna ve üniversitelerde artan baskılara değinildi. Eğitimin içinin boşaltıldığı ve üniversitelerin niteliksizleştirildiği ifade edildi. Yönetiminde öğrencilerin de söz, yetki ve karar hakkı olduğu, parasız ve bilimsel üniversiteler istenildiği belirtildi.

“Akademi Biat Etmez, Hayır Gitmiyoruz”

Galatasaray ve İstanbul Üniversitesi ile birlikte Koç Üniversitesi akademisyenleri, asistanları, işçileri ve öğrencilerinden oluşan Koç Üniversiteliler Dayanışması da “Akademi biat etmez, hayır gitmiyoruz” şiarıyla, akademisyenlere yönelik ihraçları protesto etti. “2 Nisan 2013’ten bu yana sürdürdüğümüz emek ve özgürlük mücadelelerimizin birikimiyle, üniversitelere yönelik tüm bu baskılara karşı çıkıyoruz. Bugüne kadar kazanılmış tüm hakların tepeden bahşedilmediğini, bedeller ödenerek, mücadele edilerek kazanıldığını biliyoruz. Koç Üniversiteliler olarak üniversiteler bizimdir diyor ve mücadeleye devam ediyoruz” ifadelerinin kullanıldığı basın açıklamasının ardından; ilk çıkarılan KHK’lar ile Kocaeli Üniversitesi’nden ihraç edilen araştırma görevlisi Adem Yeşilyurt’un ve Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun açık dersine geçildi.

İhraç edildikleri günden bu yana 19 akademisyen olarak Kocaeli’nde mücadele etmeyi sürdürdüklerini vurgulayan Yeşilyurt; öyle ki, bu zamana kadar ihraç edilmiş olan  akademisyenler ile dünya üzerindeki en nitelikli üniversitelerden birini kurmanın mümkün olduğunu ifade etti. Üniversitelerin gösterdiği tepkilerin, ortaya koydukları iradelerin büyük önem taşıdığını belirtti. “Şu anda öğrenciler, işçiler, asistanlar ve öğretim üyeleri olarak üniversitenin tüm bileşenleri ile hep birlikte bulunmamız çok değerlidir. Ekim Devrimi’nin 100. yılında biz, yenizden buradayız. Bu toplumsal hareketi yukarı taşıyacak olan bizleriz. Ya biz bu karanlık günleri aydınlatacağız ya da alacakaranlığa dönüşmesine seyirci kalacağız” ifadelerini kullanan Hamzaoğlu ise konuşmasını mücadeleyi çoğaltma çağrısı ile sonlandırdı.

CEVAP VER