Merhaba

Okuduğunuz bu metin hapishanelerdeki arkadaşlarımız için kaleme alındı. Ancak şartlar gereği, dışarıdakilerin okuması daha mühim diye düşündük.

Tek adam rejimi kendisini şiddet ve baskıyla ayakta tutabiliyor. Sendikal örgütlenme yapmak, protesto eylemine ya da bir yürüyüşe katılmak, sosyal medyadan aykırı bir paylaşım yapmak, LBGTİ+ olmak, Kürt olmak… Ezcümle rejime muhalif olmak devlet şiddetiyle karşılaşmak için yetiyor. Bu şiddetin farklı biçimleri var ve hapishane bunlardan en sert olanı.

Bugün hapishanelerde on binlerce siyasi tutsak var. Bunların arasına, yüzlerce üniversiteli arkadaşımız daha yeni eklendi. Rejim demokratik hakları için mücadele eden öğrencileri hapse attı. Arkadaşlarımız, diğer bütün siyasi tutsaklar gibi bizim gözümüzde suçsuzdur, yaptıkları şeyler meşrudur. Dışarı çıkınca da aynı iradeyle mücadele edeceklerine olan inancımız tamdır.

Tutuklu olma halinin artık sıradanlaştığı şu günlerde dikkat çekmek istediğimiz bir husus var. Tutuklu arkadaşlarımızı yalnız bırakmayalım. Çünkü hapishane, yalnızlaştırma demek, biz arkadaşlarımızı yalnız bırakmayalım.

Biz Zırhlı Trenci öğrenciler olarak hapishanelerdeki sıra arkadaşlarımıza, siyasi mahkumlara mektup yazmanın, kitap göndermenin, dayanışma göstermenin önemini hatırlatmak istiyoruz.Hapishane gerçeğini bize her gün hatırlatan bu rejime karşı mücadele ederken içeridekilerin sesini dışarıya taşımanın, onları içimizde tutmanın elzem olduğunu düşünüyoruz. Bir çağrıda bulunuyoruz; bu mektubu okuyan her bir arkadaşımız, cezaevinden bir başka arkadaşımıza mektup yazsın. Tanıdığınız, bildiğiniz biri olmasına gerek yok, siyasi mahpusların her biri tanımadığımız arkadaşımız, kardeşimiz.

Önceki İçerikSeferberlik Örgütleri Üzerine
Sonraki İçerikİstanbul Üniversitesi Boykot Komitesi Öğrencileri ÖTK Seçimleri İçin Mücadeleye Çağırıyor!