Türk kapitalizmi Başkanlık rejimi biçiminde bir siyasal üstyapı kazanırken, onun çocuk kitlelerin karşısında vermek zorunda kalacağı sosyo-politik bilançonun hacmi de genişliyor. Önce 4+4+4 biçimindeki eğitim sistemiyle, çocukların teorik eğitimden koparılıp erken yaşta sınai üretimde sömürülmesini öngörmüş olan AKP, ertesinde çocuk işçilik sömürüsünü uluslararası ortalamanın çok çok üzerlerine taşıyarak, Türk kapitalizmine ucuz işgücü piyasası yaratmanın en kirli yollarını aramıştı.

Ardından gelenleri hepimiz biliyoruz: Ensar Vakfı’nın çocuk istismarı vakası ve ertesinde telekomünikasyon ve inşaat şirketlerinin, Vakıf üzerinde yatırımları olduğu için onu canhıraş savunmaları, emekçilerin gündemine bir anda girdi. Adana Aladağ’daki yurt yangını, ücretsiz barınma hakkı tanınmayan çocukların tarikatlerin menfaat zincirlerine eklemlenmek zorunda kalınca, nasıl güvencesiz ve sağlıksız koşullarda yaşamaya mahkum edildiklerine işaret etti. Ve geçtiğimiz haftalarda, Anadolu genelinde kaybolan ve cansız bedenlerine günler sonra ulaşılan çocuklar çıktı karşımıza.

Bu hadiselerin hiçbirisi bir istisna teşkil etmiyor. Hepsi de, Türk kapitalizminin çocukların geleceğini serbest piyasanın işgücü ihtiyaçlarına endeksleyen sömürücü karakterinin siyasal ve toplumsal dışavurumları. Rejimin geleceksizleştirme planlarının en keskin ifadeleri, çocuklar üzerinde süren terör politikasında kendisini hissettiriyor.

Mevcut hükümetin, çökmekte olan çocuk politikasını iyileştirmeye veya değiştirmeye dönük bir programı yok. Olamaz da zaten. Hükümetin varlık koşulu ile çocukların güvenceli bir yaşam hakkı, çözümsüz bir çelikinin varlığına delalet ediyor. İkisi bir arada var olamazlar.

Son yıllarda Ensar Vakfı’nın istismar rezaletiyle, çocukların yerel çeteler veya lümpenler tarafından onar onar kaçırılması ve öldürülmesiyle, çocuk işçilik sömürüsünün dünyada bir numaraya çıkmasıyla ve çocuk cezaevlerinin tıka basa dolmasıyla, Türk kapitalizmi kendi çocuk politikası karşısında derin bir iflasın ve krizin tam ortasında olduğunu ispat etmiştir. Bu kriz ve barbarlık ancak çocukların sosyal ve demokratik haklarının savunuşunu da üstlenen mücadeleci bir sosyalist gençlik hareketinin zafere ulaşmasıyla çözümüne kavuşabilir.