İçinde bulunduğumuz dönem itibarıyla KYK yurtlarındaki üçüncü yılım bu. Dönemin başından itibaren geçen iki yıla kıyasla hem yurtlarda barınma hem de eğitime sürekli devam etme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıyayız. Yurttaki genel sıkıntılar beslenme, okula gitmek için uzaklık mesafesi, temizlik ve 4.500 öğrencinin bulunduğu bir yurtta kütüphanenin olmayışıdır. KYK yurtlarına her yıl %30’luk bir zammın olması, yemek fiyatlarında %70’lik bir zam olması biz öğrencileri eğitim hayatımıza devam etmek için okul sonrasından arta kalan zamanlarda çalışmaya mecbur kılmaktadır. Hükümet ise bu yapılan zamların telafisi veya karşılığı olarak yılda bir defaya mahsus burs ve kredilere 30 liralık bir zam yapmaktadır. Bu zam yılın 12 ayına bölündüğünde aylık 2.5 liralık bir değişim söz konusu. Bu 2.5 liralık zamla neyden ne kadar alabileceğimiz sizin takdirinize kalmış.

İçinde bulunduğumuz krizle beraber daha da yoksullaştırılan ailelerimiz temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyorken onlardan ekonomik destek beklemeyi bırakın, okuldan zaman ayırıp ailesinin geçimini sağlamak için çalışan arkadaşlarımız var. Hem biz öğrencilerin hem de emekçi ailelerimizin böyle bir sömürü altında hayatımızı sürdürmemiz mümkün değildir. Enflasyon hızla yükselirken ne ücretlerde ne de burs/kredilerde işe yarar bir artış söz konusu değil. Geçen haftalarda Erdoğan müjde verir gibi ve sanırım bunu çığlıklarla karşılayacağımızı düşünerek 30 liralık bir zam olacağı “müjdesini” verdi. Enflasyon oranı şu an %24 iken bu zammın ne işe yarayacağını düşünmek sizlere kalmış.

Öğrenciler olarak KYK yurtlarındaki yemek fiyatlarında yaşanan bu fahiş fiyatları kabul etmiyoruz; ödemek zorunda bırakıldığımız yemek ve aylık yurt ücretinin kaldırılmasını istiyoruz. Bunların ütopik talepler olduğunu, kaynak olmadığını söyleyenlere kulak asmayın zira kaynaklar açıklansa nasıl bir israfın ortasında olduğumuzun anlaşılmasından korkuyorlar.

Önceki İçerikSavaşın maliyeti
Sonraki İçerikSanat ve kapitalizm üzerine