ZT okuru bir İTÜ’lü

Pek çok kurumsal şirket üniversitelerde kariyer zirvesi adı altında ögrencilere şirket tanıtımları ve güzel hayatlar sattıklarını vaat etmekte. Burjuvazi bu yolla ögrencilerin gelecek hayallerini süslemek için uğraşıyor. Eğitim hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşan ve okulunu bitirmek için elinden geleni yapan ögrencileri, öğrenim hayatında zorunlu staj ve mezun olunca işsizlik beklediği için, bu kariyer zirvelerinde umut tacirliği yapılıyor. Bu kariyer zirvelerinden bir tanesi geçtiğimiz günlerde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşti. Birçok yerli ve yabancı firmaların katıldığı zirvede İTÜ’de bulunan 203 ögrenci klübünden 200’ü bu zirveye katılmama kararı aldı.

Bu kariyer zirvelerinin ögrencilerin iş gücünden faydalandığı ve bu durumun güvencesizlik ve esneklik yarattığı düşüncesi etkili oldu.

İstanbul Teknik Üniversitesi yönetimi de bu karar karşısında metrekaresini 470 liraya kiraya vermiş olduğu ve birçok firmanın etkinliğe katılmaktan vazgeçmemesi için İTÜ ögrencilerine bütün yollar ile reklamını yapmaktan geri kalmadı. 

Ögrenciler zorunlu staj ve mezun olduktan sonra iş bulma umudu ile firmaların kapısını çalarken İTÜ AŞ. ise bu durumdan faydalanmakta ve de yüzbinlerce liralık bir gelir kapısı olarak bu zirveleri düzenlemektedir. Üniversite ögrencilerinin umutlarından yararlanma fikri üniversite yönetimine cazip, yeni bir makam aracı tesisi için ise ödenek olmaya devam etmektedir. Rektörlük ve şirketlerin kurduğu bu kirli ilişki üniversiteleri bilim üreten yerler olmaktan ziyade şirketlerin ucuz işçi aradıkları yuvalara dönüştürmektedir. Bu ucuz işçilik kervanına katılanın bile kendini şanslı hissettiği de maalesef ki üzülünecek durumdur. Yeri geldiginde Mustafa İnan gibi bilim insanlarının mirasını sahiplenenler söz konusu para olunca üniversiteyi anonim şirketlerine dönüştürmekten geri kalmıyorlar. Lakin biz ögrenciler olarak “Kürsü ile ticarethane birbirine karıştırmayın olur mu çocuklar?” diyen Mustafa İnanları unutmadık.   

Diğer yandan etkinliğe katılan firmaların kendi bünyesinde çalışan işçilerin iş güvenliğinden yoksun olduğu, güvencesiz ve de performansa dayalı esnek çalıştırdığı da aşikar iken vicdan aklama kapısı olarak bu zirvelere katıldığı da ögrenciler tarafından bilinmelidir.