19 Mart günü İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve 100’ü aşkın kişinin gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıyla başlayan eylemlilikler birinci haftasını geride bıraktı. Üniversitelerde yoğun ve yaygı bir şekilde başlayan eylemlilikler kent meydanlarına taştı. Demokratik haklarının savunusu için üniversitelerde akademik boykot gerçekleştiren üniversite gençliği okullarda forumlar alıyor, mücadelenin geleceğini birlikte tartışıyor. Okullardaki eylem ve boykot komitelerinin bir koordinasyonu olarak kendisini ilan eden İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu 25 Mart günü Maçka Parkı’ndan kayyum atanan Şişli Belediye binasına on binlerce öğrenciyle yürüdü. Yürüyüşte “Üniversitelerden Belediyelere Kayyum Rejimine Son!” ve “Öğrenciler Boykota Sendikalar Sokağa!” sloganlarıyla iki ana pankart taşındı. Yürüyüşün ardından üniversitelerdeki boykot komitelerinden temsilcilerin konuştuğu eylemin basın açıklaması metnini okurlarımızla paylaşıyoruz:

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi devamında gelişen hukuksuz saldırı dalgası birinci haftasını doldurmak üzere. İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası ülkenin dört bir yanında halkı sokağa döken, milyonlarca insanı demokratik haklarının savunusu için harekete geçiren bu saldırılar 23 Mart sabahı gelen tutuklama haberleriyle başka bir boyut kazandı. Tutuklananlar arasında İmamoğlu’yla beraber Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da vardı. Şahan’ın “Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme” gibi tamamen uydurma bir gerekçe ile tutuklanması ve hemen ardından Şişli Belediyesi’ne kayyum atanması, tek adam rejiminin gözünün ne kadar döndüğünü, seçme ve seçilme hakkı gibi en temel demokratik haklara bile nasıl utanmazca saldırabildiğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

Bu hukuksuz ve düzmece tutuklamalara ve kayyum atamalarına karşı öğrenciler olarak dün birçok üniversitede akademik boykota başladık. Oluşturduğumuz boykot komiteleri ile üniversitelerde hayatı nasıl durdurabileceğimizi, merkezi bir örgütlenme ile neler başarabileceğimizi hep birlikte gördük. Şimdi yapmamız gereken bu boykotu sürekli hale getirmek, henüz ulaşamadığımız okullara ve bölümlere ulaşmaktır. Bunun yolu ise  her bölümde boykot komiteleri oluşturmaktan, var olan komitelerde daha çok arkadaşımızın görev almasını sağlamaktan ve her okulda tüm bu komitelerin koordinasyonunu sağlayacak Öğrenci Temsilciliği Kurulları inşa etmekten geçiyor. Seferberliğimiz esnasında kuracağımız ÖTK’lar ile gerek okul içinde gerek diğer üniversitelerle çok daha planlı hareket edebilir, sokak eylemlerimizi ve boykotlarımızı güçlendirebiliriz. Birleşe birleşe kazanacağız!

İstanbul’un dört bir yanında günlerdir mücadele eden üniversite öğrencileri olarak bizler, artık bir “kayyum rejimi” olarak adlandırabileceğimiz bu rejim karşısında hiç olmadığımız kadar güçlü ve organize bir şekilde duracağız. Bu bağlamda, şimdiden 10’dan fazla üniversitenin dahil olduğu İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu’nun kuruluşunu bu ilk eylemimizle ilan ediyoruz! Biber gazlarınız, plastik mermileriniz, TOMA’larınız bizi yıldıramaz! İstanbul ve çevre illerdeki üniversite öğrencileri olarak mücadelemizi birleştiriyor ve büyütüyoruz! İstanbul’daki tüm üniversiteleri koordinasyonumuza dahil olmaya, ülkenin geri kalanında mücadele eden üniversiteli dostlarımızı da kendi koordinasyonlarını kurmaya davet ediyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Üniversiteler olarak mücadelelerimizi birleştirmek konusunda gösterdiğimiz bu iradenin tüm mücadele dostlarımıza ilham olmasını umuyoruz. İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu’nun bu haliyle kalmayacağına, daha da güçleneceğine ve seferberliğimizi daha da ileri taşıyacak eylem birlikleri zincirinin sadece ilk halkası olacağına dair güvenimiz tam! En acil taleplerimiz etrafında birleşmeli, kayyum rejimine ve demokratik haklarımızın gasbına yekvücut karşı durmalıyız. Şimdi değilse ne zaman?

Hukuksuz saldırılar karşısında dersleri boykot edeceğimizi, sokakları dolduracağımızı, hayatı durduracağımızı birçok kez dile getirmiştik. Biz üstümüze düşeni yaptık! “Hayatı durdurmak” konusunda asıl söz sahibi olan, üretimden gelen güçleri sayesinde örgütlü tek bir hamlelerinde İstanbul’u felç edebilecek emekçilere sesleniyoruz: Sesimize ses olun! Bugün kol kola girme, mücadelemizi hiç olmadığı kadar büyütme ve ileri taşıma vaktidir. Bu bağlamda sendikalara, emek örgütlerine, meslek örgütlerine sesleniyoruz; öğrencilerin başını çektiği bu mücadeleye omuz verin! DİSK, KESK, Türk-İş ve bağlı sendikalara, bağımsız, mücadeleci sendikalara sesleniyoruz: “Çözüm sokakta, sandıkta değil!” diyen, “Boykot!” diyen öğrencileri yalnız bırakmayın! Çağrımıza büyük bir özveriyle kulak veren ve bugün içinde iş bırakan Eğitim-Sen’in yanında duralım, Eğitim-Sen’e cesaretlerinden ötürü açılan soruşturma karşısında dayanışmada birleşelim! Gücümüzü birlikten aldığımızı biliyor, tüm emekçileri birliğimizi büyütmeye çağırıyoruz. Öğrenciler boykota, sendikalar sokağa!

Karşı karşıya kaldığımız tüm bu baskı, şiddet ve demokratik hakların gasbına karşı İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu olarak en acil taleplerimizi tekrar dile getiriyor; diğer tüm üniversiteleri ve emek örgütlerini bu talepler etrafında birleşmeye çağırıyoruz:

1-    Gözaltılar derhal serbest bırakılsın, hukuksuz gözaltılar son bulsun.

2-    Emniyet güçlerinin uyguladığı şiddete ve orantısız güç kullanımına son verilsin!

3-    Tüm kayyum politikaları iptal edilsin! Seçilmiş belediye başkanları görevlerine iade edilsin, üniversitelerin başına atanmış değil seçilmiş rektörler gelsin!

4-    Seçme ve seçilme hakkını gasp eden tüm antidemokratik uygulamalardan vazgeçilsin!

İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu

Önceki İçerikBoğaziçi ÖTK’dan Emek Örgütlerine Açık Çağrı!
Sonraki İçerikKAYYUM REJİMİNE KARŞI AKADEMİK BOYKOTU BÜYÜTELİM! ÖTK’LAR İÇİN İLERİ!