İDP Gençliği: Bizi yıkıma götürüyorlar, hükümet istifa!

13 Mart tarihinde saat 18:45’te Ankara’da meydana gelen patlamada resmi açıklamalara göre 34 kişi hayatını kaybetti. Ankara’da 10 Ekim 2015’de meydana gelen bombalı saldırıda 109 kişi hayatını kaybetmiş, 500’den fazla kişi ise yaralanmıştı. Daha sonra 17 Şubat 2016 tarihinde meydana gelen saldırıda aralarında sivillerin de bulunduğu 29 kişi hayatını kaybetmiş ve 60’tan fazla kişi yaralanmıştı. Başkentte meydana gelen bu saldırı açıkça şunu gösteriyor: Hükümet artık yönetemiyor!

Başkanlık hırsı adına iç savaş!

Erdoğan’ın başkanlık rejimini tesis etme çabaları ülkeyi adeta kan gölüne çevirdi. Suruç’ta meydana gelen saldırı, Ankara’da sürekli tekrarlanan bombalı saldırılar tam anlamıyla bir yönetim buhranının içerisinde olan hükümetin çizdiği içler acısı tabloyu gözler önüne seriyor. Yönetememe krizi ayyuka çıkmış, ülkenin istihbarat birimi saldırıyı sosyal medyadan öğrenir hale gelmiş, ülkenin bakanları tebessümle saldırıyı kınarken devletin bıraktığı enkaz günden güne büyüyor.  Bu durumda bir intihar demek olan başkanlık sisteminin tartışılmaya başlanmış olması dahi kritik bir eşiğin atlandığına işaret ediyor. Başkanlık sistemi Erdoğan için var olma ve yok olma arasındaki bir savaş gibi gözüküyor. Bu da işçiler, emekçiler ve öğrenciler, kısacası Türkiye için bir iç savaş dinamiği taşıyor. Bu tablo bu şekilde sürdürülemez çünkü Kürt illerinde devam eden savaş, okullarda alınan olağanüstü önlemler, en küçük eylemlerin dahi son derece sert şekilde bastırılması, nefes alınmasını dahi engelliyor ve toplumun ezilenlerinin üzerine oturduğu fay hatlarında ciddi yarılmalar meydana getiriyor.

Başkanlık planlarına karşı seferbeliğe

Bu saldırılar toplumda bir histeri hali yaratmış gibi gözüküyor. Neden mi? Çünkü bu saldırılar insanları yaşam alanlarından uzaklaştırmaya ve evlerine hapsetmeye dönük.  Şunu iyi bilmeliyiz ki, bu saldırılarla beraber alanlardan çekildiğimiz oranda  Saray rejimi daha da sertleşecek. En temel insani hakkımız olan yaşam hakkını savunmak için alanlardan çekilmemek şart. Saray rejiminin işçilere ve gençlere önerdiği geleceğe engel olmamız şart. Bu da işçilerin, öğrencilerin ve toplumun birçok kesiminin vereceği kararlı bir mücadeleden geçiyor. Bombalı saldırılarda ihmali ve sorumluluğu olan bütün yetkililerin istifa etmesi için, artık yönetemeyen hükümetin istifa etmesi için seferber olalım!

CEVAP VER