Genç kadınlar ve saldırı politikaları

Genç kadınlar, hali hazırda uygulanmakta olan saldırı politikalarının yanı sıra sırf kadın oldukları için de ayrı bir baskı ve sömürüye maruz kalıyorlar. Genç olmanın yanı sıra, kadın olmanın kapitalist toplum örgütlenmesinde sahip olduğu anlamdan da kaynaklanan problemlerin en önemlileri arasında “meslek seçimleri” yer alıyor. Zira bu “seçimler” toplumsal cinsiyet rollerinin renklerine boyanmış vaziyette.

Öğretmenlik, hemşirelik ve benzerleri olarak örneklendirebileceğimiz “kadınlara özel meslekler” adı altında mesleki ayrımcılık meşrulaştırılırken, kadınların, liberalizmin argümanları kullanılarak yalnızca belirli alanlarda çalışmasının uygun olduğu söyleniyor. Kadınlara yönelik gerçekleştirilen bu erkek egemen ayrımcı tutum, cinsiyetçi eğitim sistemi ve bu sistemin temelini oluşturan müfredat ile yakından ilgili. Ders kitaplarında dahi yoğun bir erkek egemen ideolojik saldırının izleri var. Ekonomik örgütlenmenin kapitalist karakterinin kadınlara biçtiği sosyo-ekonomik rolü pekiştiren ve yeniden üreten nitelikteki cinsiyetçi önermeler sıklıkla kullanılmakta. 4+4+4 benzeri neo-liberal saldırılar ise, kadınların eğitim hayatlarını boğup, erken yaşlarda ev içi ücretsiz emek-gücü olarak çalıştırılmalarının önünü açıyor.

Genç kadınlar okullarda ve sokaklarda olduğu gibi iş yerlerinde de bu yağmacı neo-liberal siyaset ile karşılaşıyorlar. SGK verilerine göre kadın işçiler yoğun olarak, sömürünün ve esnek çalışma koşullarının ağırlığının şiddetle hissedildiği giyim eşyası imalatı ve perakende satış işletmelerinde çalışıyor. Dahası, zorunlu sigortalı kapsamında iş yeri başına düşen kadın çalışan sayısının ise Mart 2014 itibariyle yüzde 0.49 olduğu görülüyor. Bununla birlikte erkeklerle aynı ve hatta onlardan daha yoğun(!) çalışan kadınların, erkeklere oranla çok daha düşük ücretler alıyor olmaları, sermaye rejiminin erkek egemen karakterini bir kere daha gözler önüne seriyor. Kadın işsizlik oranının, erkek işsizlik oranının yaklaşık olarak iki katı büyüklüğünde olması ise, kadınların “ev gelirine katkı” adı altında parça başı işlerle güvencesiz ve esnek çalıştırılmak üzere evlere hapsedilmesinin önünün açıldığının bir göstergesi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun “Kadının tek kariyeri annelik olmalı.” sözleri sistemin kadın algısını özetliyor.

Yaşanan sorunların yağmacı rejim aracılığıyla çözüme ulaştırılamayacağı, aksine bu sorunların rejim ve onun sınıfsal niteliği kaynaklı doğup derinleştiğini görebilmek yakıcı bir ihtiyaç! Dolayısıyla bu saldırılara yönelik olarak somut bir yönelimin, yani bir mücadele programının varlığı şart. Bu barbar rejim tüm toplumla birlikte gençliği de toplumsal bir uçuruma doğru sürüklerken, hayatın her alanında iki kez ezilen genç kadınların siyaset sahnesinde yerlerini almaları önümüzdeki büyük görevlerden sadece birisi. Bu zaruri görevin bir an önce örgütlenmesi ve güçlendirilmesi adına birlik şiarımızı okullardan atölyelere, her yere götürelim!

CEVAP VER