Gezi Parkı direnişlerinin, toplumsal bir harekete dönme potansiyelinin, “Her Park Bir Gezi” şiarıyla birlikte park forumları biçimini alarak gerçeklik kazanması, Türkiye’de toplumsal muhalefetin birleşik bir temelde inşa imkânını gündeme getirmesiyle önemli bir konu halini aldı. Forumların faklı bir biçimde yansıması da kimi üniversitelerde kurulan meclisler oldu. Bunların iki tanesi ise ön plana çıktı: Galatasaray Üniversitesi Meclisi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Meclisi. Ne var ki forumların ve bu meclislerin canlı bir süreç olması, her daim müdahaleye açık olması ise ayrı bir handikap. Sadece dışarıdan çözülebilecek bir sosyolojik olguyla değil, Gezi Parkı direnişçilerinin içinde yer aldıkları canlı bir organizmadan söz ediyoruz. Ne var ki bu organizma henüz heterojen bir yapıda.
Yine de bu sürecin taşıdığı potansiyel, düzen dışı bir muhalefetin birleşik temelde inşa edilebilmesi için son derece önemli. Halihazırda, birleşik bir muhalefet hareketinin politik odağının acilen yaratılması ve bunun kurumsallaştırılması ve de direnişin sürekli kılınması elzem. Taksim Dayanışması bu politik odak olabilir mi? Birleşenleriyle bu ihtimali taşıyor. Hükümet de bunun farkında olarak, forum hareketine, birleşik mücadeleye ve bu hareketleri birbirlerine bağlayan Taksim Dayanışması’na yönelik siyasi yıldırma hareketi uyguluyor. Hükümetin, düzen dışı politik bir alternatifin inşasına engel olmak için uyguladığı ikinci politika ise, ideolojik. Bu ideoloji, Gezi sürecine katılan heterojen ve örgütsüz kitleyi CHP ile ilişkilendirerek, düzen içine ve geri bir pozisyona hapsetme çabası. Ne de olsa her burjuva iktidarın üstlenmesi gereken bir görev de kendi düzen içi alternatifini el altında tutmak ve hatta gerekirse inşa etmek. Çok şükür CHP bu kalıpta değil.
Forumlar, Türkiye sınıflar mücadelesi boyunca ilk kez deneyimlenen bir hareket tarzı. Bu yeni aracın taşıdığı potansiyel göz ardı edilemez. Forumlar, kitlelerin politik bilincinin ileri taşınmasında önemli bir rol oynarken aynı zamanda politik gündemin tüm tabana yayılmasının aracısı olmakta. Üstelik bu araç, hiç olmadığı kadar geniş bir kitlenin doğrudan demokrasiye erişiminin bir zemini olarak ön plana çıkmakta. Ne var ki tüm bunlar forum hareketlerinin kendi iç çelişkilerinin olmadığı anlamına gelmez.
Çelişkileri sıralayacak olursak forumlar, doğrudan demokrasisinin aracısı olmasına karşın bu demokrasi, karar alma ve uygulama noktalarında çoğu zaman harekete geçmeyi engelleyici bir biçim almaktadır. Doğrudan demokrasi fetişizmi içinde bitmek bilmeyen kısır döngü tartışmaların, eyleme geçmeyi engelleyici bir ayak bağı olduğu gözükmektir. Bu fetişizm, aynı zamanda forumların karar alma organları haline dönmesinde de bir engel teşkil etmektedir.
Kuşkusuz doğrudan demokrasi, karar alma önünde kendi başına bir engel değildir. Ne var ki, normal şartlarda bu demokrasi aracı, hareketi yaratacak sürecin örgütlenmesi ile ilgili iken, forumlar demokrasisi, gezi hareketinin akabinde, kendiliğinden oluşan direniş hareketinin yeni bir biçime dönmesinin sonucudur. Bu biçim içinde ilk kez politize olan kitlenin, kendini ifade ihtiyacı göz ardı edilemez. Dahası tecrübesizlik, kimi vakit en basit hukuki konuların dahi saatlerce tartışılabilecek bir noktaya gelmesine sebep olmaktadır.
Oysa forumlar, karar alma organları olarak ikili iktidarın yaratılmasında bir nüve olabilirler. Bunun için forum hareketinin mevcut halinden bir aşama üste atlaması, diğer bir değişle biçim değiştirmesi gerekmektedir. Elbette ki bu kitle hareketinin kendisinin başarması gereken bir şeydir. Bunun koşulları mevcuttur. Bu üst aşama bizce, mahalle komiteleridir. Komiteden kastımız, seçilmiş temsilciler aracılığıyla örgütlenen, ilgili mahalledeki herkesin öneri getirebileceği ve komite aracılığıyla karar alınabileceği bir yapıdır. Bu yapı mahalleler arasında bağ kuracak ve diğer komitelerle iletişime geçebilecek bir yapıda organize edilebilir. Bu aynı zamanda mahallelerin kendi siyasi çizgilerinin oluşturulabilmesi içinde önemli bir aracı olacaktır. Bu komiteler, forum hareketinin üretim alanlarına kayması ve önüne siyasi bir hedef koyarak ilerlemesini de sağlayabilir.
Mevcut forumların, önümüzdeki yerel seçimlere dair herhangi siyasi bir perspektifinin olmaması, kitleleri düzen içi siyasete mahkum edecektir ki, bu da hükümetten başka kimsenin işine yaramaz. Bu sebeple, talep odaklı bir siyasetin, forumlar aracılığıyla tabana yayılması, bu forumların bu işi başarabilecek komiteleri oluşturabilmesine bağlıdır.