Tutku Mertoğlu

Günümüzde sermayenin, tüm okullardaki eğitimi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme çabasını, öğrenciler olarak hissetmekteyiz. Hiç şüphesiz sermaye arzuladığı toplumu yaratırken, bu durumun üzerine bir güler yüz çizmek istiyor ve aslında illüzyon yaratan politikalarıyla uygulamaya geçiyor. Birçok farklı alanda da bu yöntemi kullanan sermaye (1), kuşkusuz eğitimde de kitlelerlerin tepkisini çekebilecek durumları yumuşatmak için bazı uygulamalara gitmektedir. Bu yazıda bu duruma uyan iki temel örnek değerlendirilicektir.

Burs uygulaması

Kimi özel okullarda ve özellikle de dershanelerde başarılı öğrencilere çeşitli burslar verildiğini görüyoruz. Bu uygulama ile sözde “yetersiz” öğrenciler burslardan faydalanamayıp, kötü bir geleceğe terk ediliyor. Ayrıca bu uygulama ile sermaye birden çok amacına ulaşabiliyor, bunlar temel olarak;

Öğrenciler arası negatif rekabeti(2) örgütlemek ve arttırmak.

-Alt sınıflardan seçtiği azınlık bir öğrenci grubunu kendi yönetici kademelerine yerleştirmek.

-“Çalışan kazanır” kılıfıyla var olan sistemi meşru kılmak ve devamını sağlamak. Burs alamayan öğrencileri başarısızlıklarından dolayı sorumlu tutmak.

Okullarda düzenlenen yardım kampanyaları

Bizce okullarımızda sürekli olarak gördüğümüz sosyal yardım kampanyaları da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Bu yardımlarla da yaratılan ilüzyon ana hatlarıyla şöyledir;

Toplumsal adaletsizliğin sosyal yardımlarla giderilebileceği imajını yaratmak.

-Toplumsal adaletsizlik karşısında vicdan rahatlatmak.

-Mehmetçik için yardım gibi kampanyalarla,

*Milliyetçi ve şövenist ideolojileri pekiştirmek.

*Bu faşizan ideolojileri kullanarak, sınıfların eridiği veya heterojenleştiği hatta ortadan kalktığı bir toplum imajı vermek.

Burs sistemi ve sosyal yardım meselesini analiz ederken kanatimizce söylenmesi gereken iki önemli husus vardır.

Bunlardan birincisi burs ve sosyal yardım gibi sistemlere destek verenlerin açıkladığımız sonuçlara bilinçdışı bir şekilde neden olmalarıdır. Yani basitleştirirsek, genel olarak bir yardımseverin yardım yaparken amacının sistemin devamını sağlamak olduğunu söylüyoruz. İkincisi ve belki de en önemlisi ise devrimci öğrencilerin gerek burs gerekse sosyal yardımlar için (militarizme destek olanlar hariç) mücadele etmesi gerekmektedir. Sermaye çevresini daha fazla burs sağlaması için zorlamak bütün devrimci öğrencilerin görevidir, keza bir sermaye çevresinin düzenlediği kampanyalar, devletin yaptığı sosyal yardımlar ve özellikle öğrencilerin arasında düzenledikleri yardım kampanyalarının artması için sonuna kadar mücadele edilmelidir. Bursların kaldırılmasını veya sosyal yardımların kesilmesini savunmak aşırı goşişt ve anlamsız bir tutumdur. Bu yüzden bütün devrimciler sosyal haklar için mücadele etmelidir fakat mücadelenin son tahlilde bu kalıplar içine sığmaması gerektiğinin de farkında olmalıdırlar.

Dipnotlar:

(1) Sermayenin kendi çıkarı doğrultusunda hareket ederken giyindiği kılıf, en açık bir şekilde bir egemen sınıf aracı olan burjuva devlet aygıtına yüklediği sahte “sosyal devlet” kılıfıyla belirmektedir. Aslen bir baskı ve ideolojik bütünleştirme rolü olan devleti, güler yüzlü yönüyle göstermek bu durumun en açık örneğidir.

(2) Negatif rekabet, rekabet sırasında tarafların, birbirine zarar verdiği, kolektif düşünmediği rekabettir.

(3) Reformlar için mücadele konusunda devrimci tavır meselesi Marksizme Giriş Ernest Mandel Yazın Yayıncılık s138.

 

CEVAP VER