20 Nisan günü gündeme gelen “20 yeni üniversite geliyor.” haberlerini hepiniz bir yerlerden okudunuz. Gerekçe gösterilmeden, aralarında – kuruluşu İstanbul’un fethine dayanan – İstanbul Üniversitesi’nin de olduğu 10 üniversiteden bazı bölümler çıkartılarak, yeni üniversitelerin açılmasına yönelik yasa tasarısı meclisten geçirilmeye çalışılıyor.

İstanbul Üniversitesi’nden çıkarılmak istenen fakülteler arasında, literatüre bilimsel katkılarıyla bilinen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi de bulunuyor. Ayrıca, Diş Hekimliği Fakültesi, Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, İletişim Fakültesi gibi diğer birçok önemli fakülte de bölünmek istenenler arasında. 

Neden ihtiyaç duyulduğu açıklanmayan yasa tasarısı gündeme geldiğinden beri üniversite öğrencileri ayakta. 21 Nisan’da başlayan kitlesel eylemlilikler, her fakültenin kendi bahçesinde toplanıp ana kapıya yürümesi ve nöbet tutmasıyla devam ediyor. Tüm üniversite bileşenleri; fakülteleri bölünen/bölünmeyen öğrenciler, öğretmenler, bu tasarıya hayır diyen herkes orada buluşuyor.

Üniversiteleri kim bölüyor?

Eğitime ayrılması gereken bütçenin savaşa harcandığı, böl-yönet mantığının zorla kavratılmak istendiği, bilimsel çalışmaların önünün tıkandığı zamanlardan geçiyoruz. 2016 Temmuz ayından beri OHAL ile yönetiliyoruz. KHK’ler ile akademisyenler hedef gösterilip ihraç ediliyor. Ve tüm bunların yanında, okurken çalışmak zorunda olan, yurtlarının uzaklığı sebebiyle zorlanan, Kredi Yurtlar Kurumu’ndan gelecek olan 470 TL ile zar zor geçinen öğrencilerin tek sorunlarının, okulların kalabalık olmasından kaynaklanmadığı açıkça gözüküyor. Personel azlığı, eğitime ayrılan bütçenin yetersiz olması, dersliklerin yetersizliği, ihraç edilen hocaların eksikliği gibi sıkıntılar var oldukça bölünmenin hiçbir işe yaramayacağı aşikâr. 

Dolayısıyla, bu üniversiteler bölünüp yeni üniversiteler açılsa dahi bu sorunların hiçbiri düzelmeyecek. Temel bilimlerin varlığı mı değerlenecek? Atama bekleyen binlerce öğretmenin ataması mı gerçekleşecek? Aksine, her köşe başında bir üniversite olması diplomalı işsizliğin önünü açacak. Baş göstermiş olan niteliksiz eğitim daha da büyüyecek. Bütçe daha da kısılacak.

Tüm bu nedenleri göz önünde bulundurarak, hiçbir üniversite bileşenine danışılmadan, antidemokratik yollarla alınmış bu tepeden inme kararı kabul etmediğimizi söylüyoruz. Tasarının geri çekilmesi için kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz!