Darbe bahane, kesinti şahane: Burslar neden kaldırıldı?

15 Temmuz’da yenilgiye uğrayan darbe girişiminin ardından şiddetini arttıran baskı politikaları işçi sınıfının bir parçası olarak biz gençleri de hedef almış durumda. Darbe sonrası ‘demokrasi mitingleri’ düzenleyen AKP mitinglerdeki idam sloganlarını halkın demokratik talebi, Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasını ise demokrasinin güvencesi olarak göstermeye çalışmakta. Oysa gerçek açık; hem siyasi hem de politik arenada AKP’nin ve Erdoğan’ın elini güçlendirmek. Öğrenci gençliğin şansına bu iki alan da onu derinden etkilemekte. Bir yandan muhalefet odağı haline gelmiş kimi üniversitelerde öğrencilere göz açtırılmamakta bir yandan ise burslar sudan bahaneler ile kesilmekte.

Hükümetin muhafazakar politikalarının bilim alanındaki propaganda makinası işlevi gören, bilimsellikten uzak her türlü çalışmayı destekleyip, bilimin kanıtladığı dinin yalanladığı gerçekleri uzlaştırmaya çalışan TÜBİTAK yine OHAL’i gerekçe göstererek öğrenci desteklerini askıya aldı. Bunun yanında Cemaat üyelerinin tasfiyesi bahane edilerek okulları kapatılan 65 bin öğrenci içinde devlet bursu alanların KYK burslarının kesintiye uğrayacağını açıklayan YÖK, bu öğrencilerin hangi şartlarda eğitimlerine devam edeceklerini ise henüz tam olarak belirtmiş değil.

Tüm bu yaşananlar aldığımız bursların güvencesizliğini açığa çıkarmış durumda. Devlet bugün akıbeti tam olarak belli olmayan, okullarından edilen öğrencileri bütçe kesintileri ile olanakları azaltılmış koşullarda okuduğumuz kamu üniversitelerine transfer etmeyi düşünüyor. ‘Mağdur edilmemiş’ olan biz kamu üniversitesi öğrencilerinden de, zaten yetersiz olanaklara mahkum edilmiş kamu üniversitelerinde, daha zor şartlarda eğitim görmeye razı olmamızı istiyor. Bursların güvencesizliği, okuldan atılmalar eğitim sisteminin, toplumsal eşitsizliğin ürünü olduğunu göstermiştir. 

İktidar çatlaklarına hassas hale getirilmiş olan eğitim sistemiyle devlet biz öğrencileri de kendi girdabına çekmeye çalışıyor. Burslar sermayedarların vergi indiriminden yararlanabileceği bir araç değil, haktır! Fetullah Gülen Cemaati’ni eğitim sisteminin her alanına sokan, devletin her köşesine sızdıran bugünkü iktidardır, iktidarın suçlarının cezasını ise öğrenciler çekemez. Borçları yok sayılarak devlet tekeline alınan onlarca cemaat şirketi kimin eline geçmektedir, akıbeti ne olacaktır, belirsizdir. Bu işletmelerin mali varlıkları vergisini ödeyerek gerçekte ücretsiz yol, su, elektrik, sağlık ve eğitim hizmetleri almaya hak kazanmış Türkiye’deki tüm işçi ailelerin çocuklarına insanca yaşayacak olanakları sağlamak için kullanılmalı, bizlere burs, kamu üniversitesi ve işlemekte olan kamu üniversitelerine bütçe olarak dönmelidir.

CEVAP VER