Melih Bulu’nun, saray rejimi tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasını protesto eden üniversite öğrencileri, 4 Ocak günü yoğun polis müdahalesiyle karşılaştı. “Kayyum rektör istemiyoruz”, “Atanmış değil seçilmiş rektör istiyoruz” diyen 16 öğrenci, bu sabah Terörle Mücadele ekipleri tarafından yaka paça göz altına alındı. Bazı avukatlardan edindiğimiz bilgiye göre, içlerinde LGBTİ+ aktivistlerinin de bulunduğu öğrenciler, çıplak arama ve taciz tehditlerine maruz bırakılıyor.
Otoriter saray rejimi, üniversite üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmak adına kayyum rektörler atıyor, seçme ve seçilme yönündeki en asgari demokratik hakları gasp ediyor. Bir de üstüne, demokratik haklarını savunan öğrencileri gözaltına alıp, çıplak arama yaparak “cinsel şiddet” uyguluyor. Çıplak arama asla rutin bir gözaltı işlemi değil, sistematik bir cinsel şiddettir.
Tüm baskılara rağmen öğrenciler korkmuyor ve “kayyuma hayır” şiarı altında buluşacak olan herkesi 6 Ocak Çarşamba günü, saat 14.00’te Güney Kampüsü kapı önüne, antidemokratik uygulamalara tepki göstermeye çağırıyor.
***
Saray rejimi 2021 yılını beş üniversiteye kayyum atayarak karşıladı. Çok değil, bu kayyum atamalarından 2 ay önce Erdoğan, rejimin “fikri iktidarını kuramadığından” yakınıyordu. Kayyum atamaları rejimin yeni kuşaklar nezdinde hiçbir ideolojik ve politik karşılığa sahip olmadığını, rejimin “fikri iktidarını” tesis edemediğini ve onun aslında, sosyal ve kültürel bir zenginliğe gözlerini açmakta olan öğrencilere hiçbir vaatte bulunamadığını bir kere daha tescilledi. Bu rejim evrim olgusunu müfredattan çıkararak, en kaba cinsiyetçi ve homofobik önyargıları ders kitaplarına basıp dağıtarak, akademisyenler ile bilim insalarına hapis cezaları yağdırıp onları göstermelik mahkeme salonlarında azarlayarak, parasız eğitim talep eden öğrencileri zindanlara atarak ve ülke yoksullarını kırıp geçiren bir pandeminin ortasında camilerden sela okutarak bilimsel ve laik eğitimin toplumsal şartlarını yerine getirme noktasında defalarca iflas ettiğini zaten ispat etti. Bu kayyum atamaları bu çürümüş eğitim ve yönetim politikasının mantıksal bir sonucudur. Zira Saray rejiminin üniversiteleri yönetebilme kapasitesi yoktur. Bu rejim üniversiteleri ancak ve ancak baskılayabilir.
***
Rejim ile onun çevresinde kümelenen Beştepe oligarşisi son yerel seçimlerden bu yana 65 belediyenin 48’ine kayyum atadı, 6 belediyeye ise seçilenlerin mazbatasını vermedi. Yine hatırlanacağı üzere rejim, seçimleri kaybetmesi üzerine İstanbul’daki yerel seçimi iptal etti. Geçtiğimiz haftalarda İçişleri Bakanı’na derneklere kayyum atama yetkisi tanındı. Bugün de rejim üniversitelere kayyum atamayı sürdürüyor.
Bütün bu bilançonun anlamı işçilerin, emekçilerin, gençlerin ve kadınların seçme ve seçilme yönündeki asgari demokratik haklarının, rejimin despotik tehdidi altında olduğudur. Bugün üniversitelere atanan kayyumlara karşı gelişen seferberlik, aynı zamanda en temel demokratik hak ile özgürlüklerin korunmasına hasredilmiştir.
***
Kayyum atamalarına koşulsuz bir biçimde karşıyız. Zırhlı Trenciler, kayyum atama politikasına karşı akademisyenler, öğrenciler ve eğitim işçileriyle birlikte sonuna kadar mücadele etmekte kararlı. Üniversiteler içinde egemen kılınmak istenen antidemokratik, despotik ve teknokrat rejime karşı en geniş eylem birliğini savunuyoruz.
Bugünün acil görevi Boğaziçi Üniversitesi’ndeki seferberliğin mümkün olan en geniş eylem birliği çerçevesinde korunması, bu seferberliğin büyütülüp derinleştirilmesi ve gözaltına alınan bütün mücadeleci üniversite bileşenlerinin derhal serbest bırakılmasıdır. Bu bağlamda sadece Eğitim-Sen ve benzeri eğitim sendikaları değil, bütün emek örgütleri ile sendikalar da, üniversite bileşenlerinin vermekte olduğu demokratik hak mücadelesinin etrafından kenetlenme çağrısı yapmalıdır.