Ah hocam, vah hocam

İstanbul Teknik Üniversitesi jeoloji profesörü Celal Şengör elit kişiliğini yine konuşturdu. Şengör ülkeyi elitlerin yönetmesi gerektiğini zaten zaman zaman dile getiriyordu fakat bu sefer monarşi dedi ve bize de buna dair kendi sözümüzü anlatmak kaldı.

Diyalektik kadar saçma bir şey yok” diyebilen bir profesörün, monarşi gibi geçen yüzyılların kapitalizm öncesi toplumların yönetim biçimini, kapitalizmin emperyalizm aşamasında savunması elbette kendi içerisinde bir çelişki taşımıyor. Şengör monarşiyi, yani ülkeyi bir ailenin (kendisi sadece kral veya tek adamdan bahsediyor) ve aristokrasinin yönetmesi gerektiğini söylüyor. Sanırım kendisini de aristokrat görüyor Şengör. Yönetim değişince söz sahibi olurum diye düşünüyor. Kendisine tavsiyemiz bu denli yorulmaması: İki davete katılsın, bir Erdoğan güzellemesi çeksin, Erdoğan’ın danışmanı olarak yönetime katılabilir. Materyalizmi karikatürize eden bir profesörün ideolojik sınırlarıyla karşı karşıyayız.

Bizim önerimiz ise ne monarşiye, ne de burjuva demokrasisine sığmaz. Bizim önerimiz cebi şişkin olanların çıkarına değil, baldırı çıplak olanların çıkarına. Tabi Şengör, çağa ayak uydurmaktan da bahsediyor; mesela kralın yönetimden alınabilmesi gerektiğini söylüyor! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Hem görevden alabiliyoruz hem de monarşi ile yönetiliyoruz. Diyalektiği saçma bulan bir profesörden tezatları bu denli muntazam bir denklemle sentezleyebilmesini beklemezdik… Öyle sanıyoruz ki aristokrat kesim, yani Şengör gibileri istediklerinde ve yönetimi beğenmediklerinde onu görevden alacaklar. Zırhlı Tren okurlarından bir tavsiye: Sayın Şengör bırakın bu “zırvaları” (kendisi Marksizm için bu tanımlamayı tercih ediyor), bunlar ütopya! Unutmayın, siz Topkapı’nın değil, yarım kalmış Türk aydınlanmasının çocuğusunuz. Siz profesörleri Hamit rejimi değil, 1908 devrimi olanaklı kılmıştır. Gelin, sizi yaratan için çalışın. Bu noktadan sonra türlü türlü baskıcı rejimler ve totaliter yönetimler olur olmasına da, monarşiye pek ihtimal vermiyoruz. Onun için geç kaldınız. Sizi Marksizm’e davet ediyoruz ama Marksizm sizi kabul eder mi onu bilemiyoruz.