2025 GSB Bütçesi’nde Öğrenci Gençlik İçin Neler Var?

Türkiye’de ekonomik kriz her geçen gün derinleşirken bu krizin yükü emekçilerle birlikte gençliğin de sırtına binmeye devam ediyor. Uzun yıllar sürdürülen enflasyonist büyüme politikalarının ardından Mehmet Şimşek ile beraber hayatımıza giren kemer sıkma politikaları; Türkiye’nin yüksek enflasyon problemini çözememesi bir yana, OVP kapsamında kamu harcamalarını kısarak emekçi halkı çıkmaza soktu. Emekçiler açısından fazla mesailerin, hafta sonları çalışmanın norm haline geldiği bir ortamda tüm bu hayat pahalılığı karşısında gençlik, okuması gereken yaşlarda çalışmak zorunda bırakıldı: Türkiye’de 15-24 yaş arasındaki gençlerin haftalık ortalama çalışma süreleri 45,6 saati bulmuş durumda; ki bu da Türkiye’nin bu hususta OECD ülkeleri arasında zirvede olması anlamına geliyor.

Kamu harcamalarının kısılması projesi yalnızca kamu emekçilerinin değil öğrenci gençliğin de kazanılmış haklarına açık bir saldırı formunu alıyor- ki bunların arasında en önemlisi barınma hakkı. KYK yurtlarında yaşam şartları her gün kötüleşirken (yemekten zehirlenmeler, odalarda böcekler, odalarda kişi sayısının artması, ısınma problemleri, sıvası dökülen odalar, asansör arızaları ve dahası) kamu harcamalarının kısılması ve dolayısıyla bütçede yurtlara yeterli payın verilmemesi bizzat öğrencilerin hayatlarını tehdit ediyor. Hatırlanacaktır, 25 Ekim 2023 tarihinde Aydın KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda ihmal sonucu bir asansör düşmüş, Zeren Ertaş isimli sıra arkadaşımız hayatını kaybetmişti.

Yurtlarda yaşanan sorunlar ve ve Zeren Ertaş’ın ölümünün ardından açığa çıkan seferberlik Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın (GSB) bütçesini ve bu bütçenin dağıtılma şeklini de gündeme getirdi. 2025 bütçe planlamasında GSB’nin payı %1.45 oranında kalırken, bu oranın düzenli bir şekilde düşürülmesi ve 2027 yılında GSB payının %1.34’e kadar indirilmesi hedefleniyor. Yine aynı bütçe planında spor bütçesi gençlik bütçesinin 3.13 katı düzeyinde belirlenmiş. KYK bursları asgari ücrete kıyasla sürekli şekilde eriyor. Örneğin 2020 yılında asgari ücret 2.324 TL iken KYK bursu 550 TL yani iki kalem arasındaki oran yaklaşık olarak 4’te 1’di. 2024 yılı itibariyle ise asgari ücret ile KYK bursu arasındaki oran 13’te 1’e kadar düşmüş durumda. Bütün bu tablo GSB bütçesinin gençliğin ihtiyaçlarını karşılamaktan oldukça uzak ve yetersiz olduğunu gösteriyor. Bu elbette bilinçli bir tercih ve Saray rejimi gençliği geleceksizleştirecek ve onu emek gücü piyasasında hepten korumasız hale getirecek olan saldırılarına da devam edecek. Fakat saldırı yalnızca bununla da sınırlı değil. GSB’nin yetersiz bütçesinin de nasıl dağıtıldığı önemli bir başlık. Bütün yetersizliğine rağmen bu bütçe düzenli bir şekilde arttırılarak gençliğin ihtiyaçlarının giderilmesi hedeflenebilirdi. Tek adam rejimi ise bunun yerine tarikat ve cemaatlere GSB bütçesinden 300 milyon TL’nin üzerinde bir kaynak aktarılmasını planlıyor. Çoğunluğu emekçilerden toplanan vergilerden oluşan bütçenin, gençliği mücadelelerden alıkoymak ve gericileştirmek adına kullanılmak istendiği açık. Saray rejimi kamusal yurt hizmeti sağlamak yerine, bu görevlerini bütçeden aktarılan paralarla tarikat ve cemaatlere devretmeyi tercih ediyor. Rejimin bu saldırıları karşısında sermayeye değil, öğrenciye bütçe ve tarikat-cemaat yurtlarının tazminatsız bir şekilde kamulaştırılması gibi taleplerimiz önemini koruyor.

Bütün bunların ötesinde bizler bu bütçenin bizler için ayrıldığı iddia edilen öğrenciler olarak, bizzat o bütçe komisyonlarında bulunmalıyız. Öğrenci gençliğin ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek bir bütçe ancak üniversitelerde inşa edeceğimiz Öğrenci Temsilcileri Konseyleri’nin (ÖTK) ulusal konseyi olacak olan Ulusal Öğrenci Konseyi’nin ve KYK yurtlarında inşa etmemiz gereken Yurt Komiteleri’nin dahliyle hazırlanabilir. Fakat sadece bir bütçe taslağı hazırlamak yetmeyecektir. Bizler öğrenciler olarak bu bütçenin dönem boyunca bizler için mi yoksa sermayedarlar ve gerici yapılanmalar için mi kullanıldığını denetlemeliyiz. Bu denetlemeleri okullarımızda sınıflarımızdan başlayarak bütün okulumuzu kapsayan temsilciler ağı olacak ÖTK ve yurtlarımızda ise oda/yatakhane temsilcilerinden başlayarak bütün yurdu temsil edecek Yurt Komiteleri aracılığıyla gerçekleştirebiliriz. Parasız, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkımız için mücadelemizi bu eksende sürdürmeli ve ÖTK’lar ile Yurt Komiteleri’mizi inşa etmeliyiz.

Önceki İçerik25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü ve Erkek Devletin Engellemeleri
Sonraki İçerikZırhlı Tren’in Sözü: Gençlik ve Spor Bakanlığı Bütçesi Şimşek Programı’na Takıldı!